Pir Sultan'a
Ah Pirim!
Uzun boyuna türkü yakan torununun gözyaşı yükü ne ağırdır ki, ardındaki ağıtların kara çiti salınır durur hala Anadolum üzerinde...
İbrahim' i bilirim... Firavun ateşinde, onu hara atan sakalı kan kokulu hüküm ne ise, seni darağacına çıkaran da aynı bataklığın ölüm dumanı. Bu kanın borcu ağır, öder durur zalim, döner durur.
Bilmezsin, ardından kaç fidan daha yakıldı, tarumar edildi şehrin içinde, temmuza kara bir nokta basıldı katil ellerle...
Hızır birdi bin oldu, dert birdi bin oldu. Öldükçe çoğaldın ama yandıkça çoğaldık 'can ölür fikir ölmez' deriz, sözün birdir, bin olur dillerde, dillenir...
Ne çok sevdin de, sordun turnalara gül cemalini o serverin. Ne çok özledin Koca Haydar; Neslini, Yemeni.
Bağında güller açar hala, nasıl koparamadı ise Hızır, koparamaz zamane yezitleri de onları. Dergâhında Zülfikar kuşanıp, çağın içinde yürüyemedim belki zulüm üzerine, ama kuşandım türkülerini şimdi. Bir turna kanadı keskinliğinde, ünü saltanattan daha esaslı, doğru sözünü, özünü ve düşlediğin o devranı özlüyorum.
Bozuk düzenin sarayı, kanlı çamurdan yapısı ile yıkılır gider.
Ne kara kadı biter, ne sarı kadı.
Kırılırsın diye girmedim bahse, yazmaya cesaretim yok gül hikâyesini, dost adı, kendi dost, bunca senenin yükünü nasıl çeksin garip gül, o da dertlidir, taş olayım ister...
Toprak kalesinde mahpusluk zordur, vali paşa emreyledi, deme istedi de, en çok ama en çok... beni şu dediğin yaraladı;
'kul olayım kalem tutan eline
Kâtip, ahvalimi yaz şah'a böyle'
Sen yedi kapıdan sır oldun, biz sırrını aradık.
Zulme inat inadına inat sana da söz olsun,
Bil ki; zalime keskincedir bu kalem,
Yazacağız daima...
Var sevgiyle kal...
1- Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi, duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler, gümüş ibriklerde şarap, bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi. Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi. Çelebi hünkâr idi amma ı?l Osman ülkesinde esen bir kısırlık çığlığı, bir ölüm türküsü rüzgâr idi.â? der Nazım Hikmet, anlatır bir dönemini, bu rüzgar, bu türkü değil ağıt, kara bulutlar gibi döner ha döner üzerimizde hala. Zalime iltifatlar dizip, sonra şairim diyen nice düzen yardakçısı varken, â??bozuk düzende sağlam çark olunmazâ? deyip, zülfikarı ve sazını kuşanan kaç civanmert yetiştirdi ve günü gelid saldı toprağa bu Anadolu.
Gül ve diken;Hızır paşalar da burada oldu,Pir Sultanlarda,Bedrettinlerde.Birileri â??güzel dosttan bize bir dolu geldiâ? diyerek içti şerbeti,erdi sırra,bir harama el uzattı,uçkur çözdü,dili yalana bulandı. "Pir Sultan'ım zatlarımız Gerçektir şöhretlerimiz Haram yemez itlerimiz Bu sözümde yalan var mı?â? Birinin adı â??gülâ? ile anıldı,birinin adı bile konmadı doğan çocuklara.Tarihin adaleti işler,görürüz.Ama artık bu kadar geç tecelliye tahhammül edebilecek sabır var mıdır?Tarih,böyle değerlerin,içinde bulundukları zamana fazla gelip,fikirlerinin zamanın düzen sahiplerince hazmedilemeyip,katledildikleri sayfalar ile doludur.İtalya'da da Bruno gibi filozoflar da katledilmemiş miydi?Bakış açıları,eseleri,hatta yaşadıkları dönem ne olursa olsun.Dediği gibi;â??birgün ağrıdırlar senin başınıâ? Yakın tarihimizde de,gün gibi biliyoruz,yaşandı bu katliamlar.Bu halk ayıracaktır akı karayı muhakkak. "ben musayım sen firavun ikrarsız şeytanı lain üçüncü ölmem bu hain pir sultan ölür dirilir." Kutlarım...
.....Ve okuyacağız daima .....bilgi dolu sevgi dolu insana dair olanı ...ne varsa eksikliğimiz......
Teşekkür ediyorum...
Saygılarımla...
Mektup Pir Sultan'a yazıldı mı şimdi bir Hızır Paşa ihanetiyle hayalimde sırıtıyor. Ah mektup ,darağacına ağaç olmadan kağıt olsaydın keşke : ' Ve kim ne zaman üzerime konuşsa bu sessizliği, bana yağmur yağmur yollar kalacak bu yüzden belki de dağ düşüyor, başımı başlara çevirdiğim yerlere...
Saat sonbahara yaklaşırken ve yorgunluğum "oysalara" çalıyorken Nasıl çıkılır bir mektubun içinden?
__İnsan namlusundan hiç çıkamazken...(Şirin Tatlı) Yaz kardeşim, yaz da bir başka zulme çanak tutanların yürek gözü açılsın.
Sevgili dost önce Yunus Emre ile başladı.İkinci sıraya sultanlar sultanını aldı.Bana göre sultanlar sultanıdır.Ben Anadolu aklıma ne zaman gelirse O'nu hatırlarım.Anadolu'da zulum mu var aklıma Pirim gelir.Hızır Paşa'nın soyundan olmayanlar inançları ne olurlarsa olsun sultanlar sultanını sevmişlerdir.Dost Hızır paşaların çokluğundan bahsediyor.Ne yapalım ki bizim Anadolu'muz Hızır Paşa yetiştirmeye çok müsait..Bunlar insanları dırı dırı yakarken şimdi ortalıkta yoklar.Ne acı bir bellek değil mi?Yaralım içimizi gömelim acıları içimize.İçimiz dolmayacak mı?Yakanların peşine düşün onların izlerini çok yerde bulacaksınız.Yanı Hızır Paşaların.Her can bin can olmalı insan için.Hiçbir ayırım olmadan.Bu toprakların havasını teneffüs eden,suyunu içen bu değerleri taşımalı kanımca.Sıkıntılarımız olduğunda Anadolu'nun gürül gürül akan ırmaklarından içmeliyiz.Köroğlular var.Dadaloğlılar var.Mevlanalar var.Bize bu toprağın havası yeter.Artar bile.Yeter ki biz öğrenelim.En derin sevgilerimle.