Ramazan'nın Monoloğu - 1

Yine sabah olmuş!
Sinek vızıltılarından başka
Ses, seda yok evde...

Çekyattan kalkan Ramazan
Mitilsiz yorganı
Gelişigüzel topladıktan sonra...
Çekyatı açmamıştı, iki büklüm uyumuştu
Zira açınca kapatamıyordu, iyice paslanmıştı...

Kelleşmye başlamış kafasını
Ellerinin arasına alıp homurdanıyor,

İki tek atmadan patlamıyor ki
Bende afyon!

Gece çok sıcaktı çıkardığı
Çoraplarını aradı, on gündür
Ayağındaydılar lime lime
Omuşlardı...

Annesi, Hacer hanım nerelerdeydi
sabah sabah yine komşuya
Damlamıştır dedi ...
Sonra gözü kirden duvara yapışmış
Çorap tekine takıldı...
Bir süre öylece kalakaldı...

Acele acele pantolununu giydi
Aklına arkadaşından aldığı para geldi
Cebini yokladı cebindeydi, oh dedi...
Dişlerni yaptıracaktı bu parayla...

Ön iki dişi, bira kapağını açarken kırılmıştı...
Yani herkes böyle biliyordu ama gerçek farklıydı

Yılar yıllar önceydi...

Gülbahar'ın ağabeyinden fena dayak yemişti...
O gün yürüyen bir şarap fıçısı olmasaydı kimsenin gücü yetmezdi ya ...
Kısa kesti bu kötü anıyı ...

Mutfağa gitti yer yer çürümeye başlamış buzdolabını açtı
Küçük bir tabakta beş altı zeytin, biraz peynir ve birkaç domates!
Ekmek yoktu belki annesi bunun için gitmişti
Çaydanlığı ocağa koydu ...
Tekrar buzdolabına baktı umutsuz en azından bir bira aradı gözler
Kahretsin! yoktu...
Titreyen ellerle öfkeyle kapattı dolabın kapısını

Ya Nazlı yüzüne bile bakmazsa!
Haksız mı?

iyi böyle birbaşınalık...

Olur a!
Kafayla çivi çaksan
Deli diyenin olmaz!

Böyle düşüncelere dalmışken...
Hacer hanım aniden içeri daldı

Yanında da eni boyuna yakın Sevim...
Sevim ki görenin untuması
İmkansızdı bedenini sağdan sola çevirmesi
Zaman alırdı
Kız da bir ses var ki...

01 Eylül 2012 1-2 dakika 4 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar