Rasim Köroğlu Hoca'dan Şiir Tahlili

ACELEM VAR

Bir an evvel gitmeliyim
Acelem var, acelem var.
Eriyip de bitmeliyim
Acelem var, acelem var.

Hayallere dalamam ben
Muradımı alamam ben.
Daha fazla kalamam ben
Acelem var, acelem var.

Yıllar geçer başlar akın,
Gelecek geçmişten yakın.
Durdurmayın beni sakın
Acelem var, acelem var.

Kader verdi, kader alsın.
Gözlerim rüyâya dalsın.
Bu dünya sizlere kalsın
Acelem var, acelem var.

Esat ANIK

Özellikle âşıklarda şiirler daha önce şekil ve tür adları ile anılırdı (koşma, semai, varsağı, destan vb.) 19.yy dan sonra şiirlere, şairleri isim vermeye başladılar.

Şair Esat Anık'ın 'acelem var' adını verdiği şiiri dört tane dörtlükten meydana geliyor. İşin aslı şiir de zaten dört dörtlük olmuş. Hecenin sekizli kalıbı ile yazılan bu şiirde duraklar 4+4=8 veya 3+3+2=8 şeklinde meydana getirilmiş. 'acelem var acelem var' şeklindeki bir düz ayak ile işlenmiş. Yahya Kemal'in belirttiği gibi Türk Şairi, redifi bulunca şiirin özünü söylemiş olur. Şair Anık 'acelem var acelem var' diyerek redifi bulmuş ve şiirini akıcı bir üslup ile tamamlamış. Kafiye örgüsü yönünden düz kafiye abab, cccb, dddb... kullanılmış. Kafiyeler tam kafiye veya zengin kafiye olarak seçilmiş. Yarım kafiye hiç kullanılmamış.

Türk Halk Şiirinin genel yapısından kaynaklanan ahenk; yani hece ölçüsü, durak ve kafiye ile elde edilen ahenk şiirde zaten var. Bunun dışında 'Hayallere dalamam ben' dizesini ele alalım. Bu dizede (a,e ile asanons; l , m harfleri ile aliterasyon) yapılmış. Şiirin hemen her dizesinde bu takım ses sanatları yapılarak şiir ahenk ve musiki olarak zenginleştirilmiş.

Şiire bir de muhteva yönünden bakmaya çalışalım. İnancımıza göre dünya, gurbet; ahiret, sıladır. Biz gurbetteki işlerimizde yani dünya işlerinde hep aceleciyizdir. Aceleci olmak zorundayız; çünkü ömür kısa. Bu kısa süredeki bütün hazırlık o sosuz gelecek içindir. Şair 'Acelem var acelem var' tekrarlarıyla bunu söylemek istemiyor mu sizce? Hayır onu demek istemiyor derseniz; 'Eriyip de bitmeliyim', 'Daha fazla kalamam ben', 'Durdurmayın beni sakın' ve hepsinden de önemlisi 'Bu dünya sizlere kalsın' dizelerini nasıl açıklarsınız.

Belki günlük hayatta hep ölümü düşünerek yaşamayız; ama bilinç altında hep o ölüm gerçeği vardır.

Şair günlük hayatımızda hemen her gün kullandığımız kelimeleri tercih etmiş şiirinde. Anlaşılır bir üslup ve anlatım tekniği ile örmüş dizelerini. Ağdalı bir dil ve sanatsal bir takım süslemelerin kaygısını taşımadan sehli mümteni diyebileceğimiz bir eda ile dile getirmiş düşüncelerini. Marifet kelimelerde değil, hangi kelimeyi nerede ve nasıl kullanacağımızdadır. Şair bunu başarmış.

Ben derim ki Esat Anık'ın şiirlerine bir şekilde mutlaka ulaşın ve okuyun.


Şair - Yazar Rasim Köroğlu
www.rasimkoroglu.com

14 Kasım 2010 2-3 dakika 15 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 14 yıl önce

    Değerli Rasim Dost, İster darmadağınık serbest, ister uyaklı ölçülü kafiyeli, ister hala eski aruz tarzı meraklısı, her kim, nasıl yazarsa yazsın bana göre bunun hiç mi hiç önemi yok. Bana göre tazılanın kaç kişiye ve ne kadar nüfuz alanına etkide bulunmasının da hiç mi hiç taşıyıcı değerde bir önemi yok. İnsanlar neredeyse yüzyıllar boyunca birbirini yedi bitirdi bu usül ve kaidecilikler kuşatmasından...Öyle ki insan dilini daha anlaşılır, daha içerikli, daha gönülyatkını, daha kalbe değr, daha hatırda kalır...gibi zenginliklere götürmüyorsa yazılan yazı veya söylenen söz, nasıl ve hangi kalıpta yazılıp söylendiğinin de bu yüzden önemi sıfırdır. Zorlanmadan, yarışmadan, putlaşmadan,tırlatmadan,ahkam kesmeden,bıkkınlık ve bezginlik salgılamadan, ele avuca düşmüş acizliği kutsamadan, süs bulaşığı sanat sırıtkanlıklarına köhneleşmeden...Demeli ve yazmalı kişi..Ve yetıp kalkıp yaşamayı kutsamalı ölümü değil.. Tamam ahiret var...Bence insan hiiiiç te acele etmemeli..Yol mademki nasıl olsa orayadır.. Seçtiğiniz şairin şiirinde ana konu yazık ki yaşamadığı hayat bıkkınlığıdır. Bundan bizim şiir booolca nasibini almıştır yazık ki.(Yani konu çok özel değil) Sevgiyle.

  • 12 yıl önce

    Aslında hitap Rasim Hoca'mıza olmasına karşın ben bir konuya açıklık getirmek adına Seyfi Karaca beye şunu belirtmek istiyorum:

    Bıkkınlığı nereden çıkardınız? Tam tersine tanıştığınızda yaşam sevinci ile dolu bir insanla karşılaşacağınıza eminim.. (Kendimden söz ediyorum.)

    Amma "Her nefis ölümü tadacaktır.." Ayet-i Kerimesi'ni de unutmuyoruz elbette. İşte derdimiz bir an evvel ölüp gitmek değil, ölümün de var olduğunu unutmamaktır.