Rusya'nın Midesine Yumruk

Mir Seyit Sultan Galiyev bir başka deyişle Emir Seyit Sultan Alioğlu, Sovyetler Birliği içerisinde Sosyalist Turan Devleti yine bir başka deyişle Sosyalist Türkistan Devleti kurmaya kendini adamış bir sosyalist, bir ulusalcı, bir vatansever kısacası Türklük bilincine (şuur) sahip gerçek bir Türk aydını idi. Suçsuz yere atıldığı bir hapishanede -azmettiricisi Stalin olan- bir cinayete kurban gitti.

Rusya Federasyonu haritasına bakarsanız, bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetlerinin Rusya’nın midesine inmiş sağ yumruk (kroşe) gibi durduğunu görürsünüz. Ukrayna zaten karaciğere çalışan sol yumruk işlevi görmektedir. Beyin yani Moskova her ne kadar sağ elindeki silahı yani Belarus’u (Beyaz Rusya) savunma amaçlı kullanmak istese de bir yere kadar.. Belarus (Beyaz Rusya) tutukluk yapmaktadır. Yakın bir zamanda Kafkaslar da karışırsa; sağ veya sol aparkat şeklinde Rusya’nın pankreasından çenesine doğru çıkarsa.. Rusların adını değiştirip Yakutistan yaptığı Sakha (Saka/Saha) Yeri sağ yumruk olup sağ kulağa.. Topraklarının bir kısmını geçmişte Rusya’ya kaptırmış olan Turanî Finlandiya sol yumruk olup, sol kulağa.. Görüyorsunuz ya, bir zamanlar Türkiye’ye (Devlet-i Âliyye) alaycı bir şekilde “Hasta Adam” lâkabını takan Ruslar şimdilerde her an nakavt olma korkusunu, tedirginliğini iliklerinde hissediyor.

İki kişi Rusya’nın bugünlerini çok önceden görmüştü. Bunlar Türkçü/milliyetçi Gâzi Mustafa Kemal Atatürk ve Bolşevik/Sosyalist Mir Seyit Sultan Galiyev idi. Biri, Cumhuriyet’in 10. yıl balosunda “Rusya bir gün yıkılacaktır. O güne hazırlıklı olmalıyız.” derken; diğeri, ensesine tabanca namlusu dayandığında “Staline söyleyin. Turan devletini sadece geciktirmiştir.” diyecekti ruhu, sonsuzluğa doğru uçup gitmeden saniyeler önce.

Biz, Rusya’nın önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde yeni bir bölünme-parçalanma yaşamasının Türk dünyası açısından iyi olmayacağını düşünüyoruz. Özellikle güç yarışında Amerika ile baş başa kalmış bir Çin olgusu ve henüz gelişip güçlenmesini tamamlamamış Türk cumhuriyetlerinin durumu ortada iken!.. Orta Avrupa’da Macaristan’ın, Kıpçak bozkırlarında (deşt-i Kıpçak) yani Karadeniz’in kuzeyinde Ukrayna’nın, Türkistan’da yapay sınırlarla bölünmüş cumhuriyetlerin gelişip güçlenmesi hatta birleşmesi ve özellikle beyin görevini üstlenecek olan Türkiye’nin tam anlamıyla gücünü top(ar)laması gerekmektedir. Türkiye’nin Misak-ı Millî’si, Azerbaycan’ın Doğu/Güney sınırları, Horasan olarak anılan Güney Türkistan’da yer alan Afganistan’ın kuzeyi gibi bölgesel hedefler de cabası.. Aksi halde Çin tehdidi türlü sıkıntılar doğurabilir. Başta Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı olmak üzere Moğolistan’da, Batı Türkistan’da ve hatta -Çin’e askerî üs izni veren- İran’dan başlayıp Ortadoğu’nun genelinde.. Afrika zaten Çin’in ilgi alanına çoktan girmiş bulunmakta.. Böyle bir durumda -duraklama dönemini yaşayan- Amerika Birleşik Devletlerinin Çin’i dengelemesi çok zordur. Hele de ABD’yi terk eden küresel şirketler Çin’i üs haline getirmişken.. “Spanlish” denilen İspanyolca-İngilizce karması bir dil konuşulan ve geçmişte Meksika’dan koparılan Arizona vd. güney eyaletleri ile kuzeyde, atalarına uygulanan soykırımı ve özerklik isteklerini günden güne daha gür bir şekilde dillendirmeye başlayan Turanî yerliler dahası ülkeye köle olarak getirilmiş Afrikalıların torunları olan ve günümüzde bile hâlâ ikinci sınıf muamelesi gören milyonlar… Olası bir çöküşte kendi uluslarının yanında yer alacak olan Alman’ı, Çinlisi, İrlandalısı, İskoç’u, İtalyan’ı da cabası.. O halde 1-2 çeyrek yüzyıl geçmesi; onlarca etnik gruptan oluşan ve Mançurya, Güney/İç Moğolistan, Doğu Türkistan, Tibet vd. yerleri işgal altında tutan Çin’in gelişiminin durması, duraklamaya geçmesi hatta dağılma sürecine girmesi bu esnada Türk Devletleri Teşkilâtının bir, iri ve diri olma sürecini tamamlayıp Türk Devletleri Birliği olarak Asya, Avrupa ve Afrika denkleminde ağırlığını hissettirmesi en iyi (hayr), en uğurlu gelişme olacaktır kuşkusuz. Yeni İpek Yolu’nu elinde tutan, Afrika ülkeleri ile dostluk ve işbirliğini geliştiren, Doğu Akdeniz ile Kızıldeniz’i denetim altına alan Türkiye ve Türk Dünyası dolayısıyla Çin’in kara ve deniz ticaretini denetim altına alarak istediği anda bu ülkenin iktisadî (economic) ve siyasî (politic) gücüne darbe vurabilir hatta son verebilir.

Türk budunu/ulusu olarak dünyanın dört bir yanında 21 Mart Ergenekon’dan Çıkış (Nevruz/Yenigün) Bayramı’nı kutladığımız şu saatlerde “Türk birliğine inanıyorum. Onu görüyorum.” diyen Atatürk’ten Enver Paşa’ya, Sultan Galiyev’den Osman Batur’a, Ahmet Cevat’tan Çoros Gurkin’e tüm Turan sevdalılarını saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad; ruhları Olcay Han’a (Yafes/Yafet), Oğuz Kağan’a (Zü’l-karneyn) yoldaş olsun.

Aziz Dolu Atabey
azizdolu.wordpress.com


26 Nisan 2025 4-5 dakika 38 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar