Sabah Senfonisi

Bol bol soda içip sindiremediklerimi sindirmeye çok çok affedersiniz ama böylelikle midemi şişiren
( çok sevdiğim ya da sevmediğim ) şeyleri sindirmeye bir şekilde yeğnikleşmeye çalışıyorum. Nokta!

Sabah.

İki gün önce telefonuma ileti geldi. Hep bayram kutlaması gelecek değil a!

Sayın Şube Yetkilisi ( ben oluyorum ) 1 kasım 2015 pazar günü oyunuzu kullandıktan sonra şubelerinizi en geç saat dokuzda açınız. Bu genel bir ileti. Yaklaşık 150 şubeye gider...

Sabah. Kalk vakti. 004-005 arası. Mutfak ve ben. Yüzümü yıkanmadan esnemelerle ve uykulu gözlerle
ocağı yakarım. Bazen yanlış tarafı ateşlerim. Orta ateş olması gerek. Neyse zar-zor orta ateşe su doldurduğum cezveyi devirmemeye dikkat ederek bırakırım. Kahve suyu-acılı kahve.

Perdeyi aralarım. Turan amca öleli çok oldu. Kızları da ölü. İki katlı güzelim ev sessiz sabit karabulut.
Çatısına artık kuş konmadığı gibi sanırım ne arı ne de sinek o çatıdan geçmeye tenezzül bile etmiyorlar artık. Kızları ciddi ayrıca ciddi ciddi seksi ve ev de kalıklar. Ötekileri bilmiyorum. Biri ressam. Bayağı
resim boya kokuyordur. Bir iki kere gördüm. Severim guajları yağlıları suluları renkleri...

Su fokurdar. Brezilya esintileri. Mehmet amcam gibi. O mu Brezilya da. Tek aile yadigarımız. Gönderir. Kahve tüccarı. Nejmiii Nejmiii der durur. Necmi' yi öğrenemedi. Öğrenmeye de niyeti yok.
Benimde Brezilyacayı...

Kahve sert tütün ve florasan renkli ışığın altındayım. Balkon kapısını açarım. Ay ışığı çekmez beni.
Belki de yaşlandım. Eskiden olsa ay ışığında otel odalarında yan gelip tanımadığım hatunlarla sohbet
ederdim. Yıldız yıldız öpüşür ay ay fısıldaşır denizi olmayan çorak topraklara bereket olurduk suyumuzla etimizle kemiğimizle. Nemiz kaldı ki?

Fasıl bitti.

Aliminyum tava. Tarla domatesi. İki acı biber bir adet yumurta ve her hangi bir yağ. Çaydanlık var bir de. Tostta ısıtılmış ekmek dilimleri.

Fasıl bitti.

Banyo ve traş. Bu yazı gibi...

Çekilen çelik kapı. Arkamda bıraktığım sessizlik. Sonbahar sadece sararmışlıktır.

Mezun olduğum okulun koridorundayım. Nermin karşımda. Duruyor. Bekliyor. Ben de yanıt yok.
Yıllar sonra dilediğim bir özür var haklı olarak kabul edilmemiş. Edilebilir gibi olmuş ben de bir avuntu işte.

Seçim kağıdım. Sandık numaram. İleride. 3000 nolu...

Kimliğiniz..Buyrun. Mührünüz. Teşekkür ederim. Cep telefonunuz var mı? Var! Ne olacak? Lütfen sıraya bırakır mısınız? Neden? Yeni yetme bir puşt! Öteki sıradan kalktı. Kafasını uzatarak, Kanun çıktı haberiniz yok mu? Yok! Bırakır mısınız cep telefonunuzu? Bırakmadım. Önündeki sıraya fırlattım.
Takoz sırada dağıldı. Ama bey efendi! Ne beyefendisi lan? Senin anan baban iktidarın bey efendidir.
Ama çok oluyorsunuz artık! Ulan yavşak! Bu sıra benim oturduğum sıra. Bak o sırada çentiklere. Ne var? N ve D...Kimin çöplüğünde kime dayılık yapıyorsun? Gık yok. Polis aşağıda kapıda. Arkamda polis de yok. Oy pusulam mühürüm.

Sabah.

Böyle işte demokrasi ve özgürlük. Kısmet olursa gelecek seçimlerde çırçıplak sandığıma kavuşmayı istiyorum. İnşallah. Bir yasa çıkarsınlar ya da ben kendi başımın çaresine bakayım.

Saat 08.30...Şube dokuzda açılacak. Midem yine başladı sancılanmaya...

Seks yapmam gerek...

01 Kasım 2015 3-4 dakika 181 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar