Sadece bir yıldız.

İnsan sıkıldığında hep birşeylerle uğraşmak ister. Yeni birşeylerle.Rutinleşmemesi gerekir.İçini dökmeli mesela yaşadıklarıyla.Yeni hayaller kurmalı o mukemmelleştirdiği dünyasında. Hergün yeni bir umut eklemeli yaşadıklarına ve yaşayacaklarına.Bu kadar korkmamalı hayal kırıklıklarından, çünkü kaybetecek hicbirşey yoktur, birşey yaşanır, en azından çabalanır, ve sonuç önemli değildir. Yeterki bir kıpırtı gercekleşsin evrende. Bir kıpırtı, bir yıldız gibi, sürekli titreyen, ve parlak. Herkezin bir yıldızı olmalı bence, kuyruğuna hayallerini taktığı.

Yaşadıklarımızdan ibarettir hayat, ve yaşayacaklarımızdan. Daha kaç gülümseme ve kaç gözyaşı sığacak umutlarımıza.İnatlaşmaktır bence tabularla.Yok oluştan diriliştir ve her seferinde ateşten gömlektir hayat. Değerler kalır bir insanın gidişinde, unutulmayan. Bir basarı içindir yaşadığımız, bir insanlık başarısı ve hakverilmemenin uzaklaştırmak olmalıdır bence sonucu. Yine de gözyaşları kolay kurumaz, değersizliğin ardından...........
Çünkü verilebilecekler artık bu kadardır.







Hatıralar yaşatır yaşadıklarımızı, unutulmayan, unutulmayacak, unutulamayacak insanlarla. Bazı yerler, bazı insanlar izlerini bırakmayı başarırlar hayata. Sığınacağımız limanlardır onlar, geç bulunmus, hicbirzaman vazgecilemiyecek.Vazgecilmemeli de zaten, iyi olan her insandan. O hayatı ayakta tutacak tek hazinedir. Nesilden, nesile gecen, en azından, geçmesi gereken. Her insan kötü olmasını bilir yoksa.

Zeka kullanıldıkça güçlenir, duygular ifaade edildikce,dışımız, içimizden farklıdır, yargısız infaaz gibi. İnsan sevdikçe sevilir, emek verdikçe, en azından vermeli, geçmişe dönüp bakmamak için.......
Bazen herşey o kadar basittir ki, boşluklarla bocalanmayacak kadar kısadır hayat.

Bazen bir bakıştır içimize işleyen, bir koku her duyduğumuzda heyecanlıdığımız. İlkbahar kokusudur aşk. Karşılık bekler, acılar biryere kadardır. Acılar çekilmese keşke şiirlerin yazilabilmesi için. Akılsa derin dalgalara. Geç kalınmasa. Romandaki kahramandır kendimiz, destanımızdır türkümüz.









Savaşmak gerekir hayallerimizle, planlı duruşumuzla. Amaç uzak değildir, olmayacak değil, olamayacaklarla doludur hayat.Hayata bir iz bırakmak gerekir. Çünkü hicbirşey olduğu gibi değil, hiçkimse göründüğü gibi değildir. Sancılarla büyür sabrımız, ve başarı sıfırdan başlamaktır. Gelebildiğimiz nokta, ona verdiğimiz çaba ve karakterdir. Herkez efsaneleşmek için doğmamıstır, kimileri de doğdugu yerde efsaneleşmiştir.

30 Eylül 2009 2-3 dakika 14 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (4)
  • 15 yıl önce

    tebrık ederım cok basarılı

  • 15 yıl önce

    çok başarılı sevdim

  • 15 yıl önce

    Güzel dostum; Hayata dair her şeyi çok güzel anlatmışsınız. Sadece birinci parağrafınızı açmak istesem. Bir kitap yazılır. Birinci parafrafta anlatmak istediklerinizi sadece özetlemeye çalışayım. Çok dolu dolu ifadeyle anlatılıp yazılan bir deneme olmuş.

    Yaşadığımız hayatta her şey önce hayalimizle başlar. Onun için insan değişip gelişmek için sürekli yeni şeyler düşünüp hem kendini, hem dünyayı yenileyebilmeli.

    Umut hayatın yegane tek ilacıdır. Hayat tecrübeyle yaşanır. Hiç kimse iki kere gelmez. Onun için elbette hatalarımız olacak. Hepsinden ders alacağız. Hiç bir zaman hata yaptım diye hayata küsmeyeceğiz.

    Doğanın doğal ruhuna uygun yaşayacağız. Ancak mutluluk böye yakalanır.

    Gayretsiz, çaabasız hiç kimse bir yere varamaz. Herkes gayreti, çabası, çalışması sonunda yıldızlaşa bilir. Zaten başarı zirvrde durur, giden oturur. Başarı yorulanın değil, yorulmadan koşanındır. Gibi bir çok ifade ve anlamı içeren çok çok dolu bir deneme yazmışsınız. Daha birinci paragraftan çıkamadım.

    Gerisini siz düşünüp yazmışsınız. Okuyucu da okuyup düşünsün. Öyle değil mi?

    Sizi kutluyor ve tebrik ediyorum.

    Sevgilerimle....

  • 15 yıl önce
    Hımm... Gayet güzel. Hiç fena değilsiniz. Gerçi öğrenci öğrenciyi ne kadar değerlendirebilir ki? Ve fakat yine başarılı bulduğumu söylemeliyim. Lakin hisleriniz heyecanlıyken yazdıklarınızı, sakinleşince bir kez daha okumalısınız. Bu yazıyı iyice olgunlaştırır. Hem bazen yazım yanlışları sıcağı sıcağına fark edilmez. İkinci okuyuşta açılır. Çok fazla söyleyecek söz bulamıyorum. İşte içinden geldiği gibi kendini dökebilen bir kalem. Deneme türüne güzel bir örnek olabilir bu eser. Ama birkaç kez daha okunması lazım. Okunup olgunlaştırılması... Dalgalı hislerin, daha sakin cümlelerle aktarılması lazım. Anlatacak çok şeyiniz olduğu her cümleden anlaşılıyor, ama konudan konuya geçiş, okurunuzu şoka uğratabilir... Hasılı kelam, tebrik ederim. Hoş yazı, hoş duygular, hoş görüşler... Benim de yorumda kusurum varsa, hoşgörüle...
    )