Sadece Gençlik
Rüzgar cama vuruyordu şiddetle,oysa ne denli önemli yada önemsiz düşünceler vardı aklında.Onyedi yaşındaydı,deli gibi hareketliydi içi kıpır kıpırdı,düşünmesi gereken zamanlar değildi.
İki ay önce görmüştü ilk kez,o anda da vurulmuştu.Sevdiği artiste ne kadar çok benziyordu,simsiyah uzun saçlar,simsiyah gözler.Onun kadar vahşi bakmıyor olsa da benziyordu işte.Bir kere de konuşma fırsatı yakalamıştı ama adam ona bir bakıp gülümseyip gitmişti.Fazla yaşı sayılmazdı,otuz otuz beş.
Sonraki günlerde de karşılaştıkları yere bir kaç defa gitmiş ama onu görememişti ta ki bir hafta öncesine kadar.Arabasıyla onun evinin karşısında durmuştu yanında bildiği bir emlakçı vardı.İçini bir sevinç kapladı,keşke o evi tutsa diye yalvardı ne güzel olurdu hergün onu görebilecekti.Okuldan döndüğünde oturdu pencerenin yanına,gece geç saatlere kadar bekledi,arabası oradaydı ama belki de evden ayrılmıştı,o görmemişti.
Sabah kalkar kalkmaz pencereye koştu,araba yoktu.Eninde sonunda göreceğini biliyordu.Evden çıktı,okula doğru yürümeye başladı,fazla uzak değildi.Rüzgar esiyordu ama geceki kadar değil.Başı önünde adamı düşünerek yürürken,yerde ki taşı görmedi az kaldın düşüyordu,doğruldu ama yerdeki kağıt parçası gözüne ilişti.Buruşuktu ama içinden bir ses al dedi,kağıdı aldı bir yazı olup olmadığına baktı,üzerinde "yağmurla gecenin arasında ne fark vardır" diye yazıyordu.Anlamadı ama atmadı da.Okul herzaman ki gibiydi,öğle yemeğinde aynı yemeği yedi,aynı konularda arkadaşlarıyla konuştu,kendisiyle çıkmak isteyen çocuklarla dalga geçti hiçbiri ona göre aklı başında değildi,yüzü kızardı.Hep göründüklerinden farklı olmaya çalışıyorlardı ama nafile sadece o adam vardı.
Dersler bittiğinde hızlı adımlarla eve gitti.Araba hala yoktu,demek ki daha gelmemişti,adamı görebileceği için sevindi.Yine pencerin yanına gidip oturdu,sabah bulduğu yazıya tekrar baktı yine anlamadı.Yattığında her araba sesine pencereye koştu.Sabah kalktığında gecenin yorgunluğu gözlerinden belli oluyordu,okula doğru giderken aynı yerde bir not daha buldu "sonbaharda uçan dahi kimdir?" kendisini iyice aptal hissetmeye başlamıştı,bu sefer almadı.Okulda bütün gün keşke alsaydım diye düşündü durdu.Çıkışta notu gördüğü yere gitti ama yoktu.Üstüne düşmedi zaten adamı da göremiyordu.Canı çok sıkıldı,dışarısıyla hiç ilgilenmedi,ödevleri yaptı erkenden de yattı.
Anlam ifade eden kelimeler mi yoksa okurken hissettirdiği duygular mı daha önemli?
Bir yazıyı okurken ve bu yazı insanı gerçekten sardıysa,birbiri ardına gelen kelimelerin içinde anlamsız olanlar var ise de bu,okuyana hissettirdiği duygu yoğunluğuna etkisi olumsuz olmayacaktır.Çok hoşa giden ama o dilin bilinmediği yabancı bir müzik parçasını dinlerken akıl ve duygular ne kadar da yoğunlaşabilir,ve bu şarkı aslında hiçte hissedilen duygular ile alakalı olmayabilir.Yazıyı yazan, onu ne kadar derin duygular ile yazarsa yazsın o yazıdan nasıl anlamlar çıkacağı tamamen okuyanın duyguları ile alakalıdır.