Sahaf Elinde Cennet Sarısı Kitaplar

Sahafın elindeki 'eskimeyen eski' sararmış kitabın sayfaları yelpazelendirilince;

Bir de sahaf işaret parmağını ıslatıp bir sayfa daha çevirince o eski kitaptan;

Mideyle ilgisi olmayan bir açlık duygusu uyanır okuma iştahımda. Sahafın elindeki kitabı yiyesim ve içesim gelir. Halime gülümseyip yutkunurdum, ağzım dilim kurur, susuzluk hissederdim.

Yakın okuma gözlüğünü burnunun ucuna düşürmüş, görmüş geçirmişliğin asla şımartmadığı bilge, ölçülü ve sempatik ciddiyetleri tarif edilmez biçimde yakışırdı sahaflara.

Yaz günleri, taş ve ahşap karışımı derme çatma bahçe evlerinin akşama doğru oturuluveren çıkartmalarında,

kış günleri de ocakta çıtırtılarla yanan odun ateşinin başında yıllarca ve defalarca okunmaktan ve sayfaları çevrilmekten, ney boğumlarının üflenmekten kızarması gibi çennet sarısına dönüşen babamın Mushaf sayfalarını hatırlardım sahaf dükkanlarında.

Ve bir yaz günü, O yaprakları cennet sarısı Mushaf'ı kapatıp, şu an bulunduğum yaştan daha küçük aniden ölen babam aklıma düşerdi Sahaf önlerinde. İşte o zaman gözlerimin buğusunu Sahaf'kan kaçırmak için, uzaklaşırdım sahaf dükkanlarından. Sahaf belki de hiçbir şey anlamaz, belki de elinde tuttuğu kitapların içinden bir anlam çıkarmaya çalışırdı.



Bir sevdiğiniz kalmadıysa, öldüyse, uzaklaştıysa ve artık geriye ne kaldı diye hayıflanıp sevmekten kaçılıyorsanız,

Cumartesi öğle sonralarının korkunç yalnızlık eziyetinden kurtulmak için Ankara Zafer Çarşısı ya da "işte oralarda bir yer sahaflarında" yelpazelendirilen sararmış kitap serinliklerine sığınmak, giderek artan nefes alma zorluklarında muhteşem bir ferahlık veren çaredir.

Bir babanın yıllarda okuyup sararttığı Mushaf yaprakları,

bir neyzenin, neydeki başpâreden son parazvânesine dek üflemekten kızarttığı boğumlar,

küçüklüğünde babasına güğümden abdest suyu döken küçük kızın, büyüyünce rüyalarında yine abdest suyu dökmek için ölen babasını arayıp durması;

Sahafın elinde tuttuğu cennet sarısı bütün kitapların içinde yazmaktadır.
Ankara 13 Şubat 2016 Cumartesi, 10.00 Ramazan T.

19 Şubat 2016 1-2 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 8 yıl önce

    Ah o sahaflar ve sahaflarda ki o kitaplar. Çok düşünmüşümdür bazen bir sahafa girip cebimde bol paramla şöyle yirmi otuz tane kitap alıp çıksam diye ancak bütçemin şartlarında üç beş tane bazen bir iki tane alıp çıkarım ve çıkarken de niye daha çok almadım diye hüzünlenirim. Kitap kokusu kadar güzel bir koku var mı? Ne güzel bir yazıydı teşekkürler Ramazan bey...👍

  • 8 yıl önce

    Sevgili Ramazan,

    Her şeyimiz gibi Sahaflarımız daunutulmaya yüz tuttular. O güzel duygularımız, komşuluklarımız, adetlerimiz hızla tükeniyor.

    İstanbul'da Beyazıt semtinde Sahaflar Çarşısı vardır. Avrupa yakasında otururken sık sık giderdim. O eski kitapları elime aldığımda yaşanmış bir sürü hayatı hayal ederdim. Kim okumuştu bu kitabı? Nasıl bir hayatı vardı?

    Ve en çok da şunu merak ederdim;

    O kitap buraya neden geldi?

    İşte o zaman içim burkulurdu.

    Bu nedenle de eski kitaplarımı asla atmam, ille de elden çıkarmam gerekiyorsa o zaman onun değerini bilecek birilerine hediye ederim.

    Kitaplar bizim en büyük dostumuz. Onlardan ayrılmak belki de ayrılıkların en zoru.

    Teşekkürler...

  • 8 yıl önce

    Yakın zamanda abim ablam ve ben İzmir'deki kızlar ağası hanının üst katında sahafları ve antikacıları gezdik

    bir sürü siyah beyaz resim vardı sepetlere konulup sergilenmiş onlara dokunmak mutlu anılarını hissetmek gülen yüzleri görmek geçmişin izlerinde çok güzel bir his yaşamayan mutlaka yaşamalı diyenlerdenim çocukluğumuzun dergileri eski gazete sararmış yaprakları ile ve o koku insanın içine maziyi dolduran keyif elbette kıymet bilen için

    Güzel paylaşımınız için Kutlarım efendim🙂