Şair Selma Özeşer'in Rüküş Şiirine Toplumsal Okuma Denemesi

rüküş


aklımın bahçeleri üşürdü
sen hiç görmezdin biz üvey kardeştik
sen babamın ben ölmüş annemin kızı
bayramlıkları önce sen bir yıl sonra ben
kardeş payı


ninem iyi niyet elçisi
bakardı göz hapsi yetime
gülünce güller açar; dili iki pınar
yüreği berrak
ben yorulurdum tutmaktan suları göz oyuklarımda
çatlardı duvarlar sızardı bütün sırları evin


özlerdim annemi
her ölüye sevinir doyasıya ağlardım
kim bilir bayram sevinci...
kendi odasına sığmaz içimin fukarası
elden ayaktan malulen yitik
mühürlendi ne varsa zamana yenik


sen al gözlerimi götür emanetçiye
bu kez son olsun
çaycı kızın son duası kadar berrak
bir yalanın içinde usturup derdi
çırpındıkça kaypak hayat
körün taşı
dikiz,
cümle âlemin karın ağrısı


tut ki başka bir hikâyenin önsözüne denk
la havle öfkesi, kesik bu
hariçten gazel sözler
incecik ağrı
beynimde ur; hücrelerden toplu mezar
acımı bastırıyorum kör karanlığa
sönerse ateşi geçer ağrılarım
reçetesiz verilmiyor artık iyilik

sen yine de gül geç emi
?'biz kardeştik''
en kallavisinden ayrı ana dilimiz



2010ekim5

Selma Özeşer

***

Şiir eleştirilerinde sosyolojik öğelerin gözönüne alınması gerekli olduğu, başta *Ahmet Sait Akçay olmak üzere bir takım eleştirmenlerce vurgulanmıştır. Daha çok roman ve öykü eleştirilerinde kullanılan bu yönteme kısaca edebiyat sosyolojisi diyenler de olmuştur. Şiir eleştirilerinin akademik boyutundan biçimcilik ve teknik inceleme öne çıkarılmış, şiirin sosyolojik bir olgudan beslendiği gerçeği yadsınmıştır veya ihmal edilmiştir.

Yine Akçay'ın ifadesiyle ?'toplumcu şiire bakıp o dönemin haritası çıkarılabilir'' 1950'lerde Türkiye'nin değişimi, meta patlaması, kapitalin birikimi ve bunun İkinci Yeni'de görünür hale gelmesi,''Yaşantı'' denilen sosyolojik öğeyi merkezine almıştır bu nedenle şiirlerde sosyolojik okuma yapmanın mümkün olabilirliğini ifade etmektedir. Şairin, şiirinde kurguladığı ve imgeleriyle sorguladığı olguların değişmeceli olduğu savı ortaya atılsa da, aslında şair içinde yaşadığı dönemin siyasalından ve toplumsal olaylarından etkilenmektedir ve/veya etkilenmiştir.

Bu arada,*Veysel Öztürk'ün ?'imge kurma biçiminin toplumsal ilişkilerden bağımsız olmadığı ve toplumsal düzen içinde kurulduğu ve bu bakış açısıyla çözülmesi gerektiği tezi'' imgelem üzerine kurulsa da şiirin sosyolojik okumasının yapılabileceğini bize göstermektedir. Öte yandan, şiirin bireyselliği ve mistik boyutu onu dokunulmaz kılsa bile aslında şair, içinde bulunan döneminin olaylarından kendine pay çıkarır ve izleğine bunu alır.

Bu temel yaklaşım içerisinde, Selma Özeşer'in ''rüküş'' şiirinin toplumsal okumasını yaptığımızda, kurgu ve imgelem dünyası bizi on yıllardır kronikleşen ?'ötekileşme'' sorunsalına gönderme yapar.''aklımın bahçeleri üşürdü'' ?'sen hiç görmezdin biz üvey kardeştik ?' dizgelerinde bir düşünür edasıyla dalan ve olup biteni anlamlandırmaya çalışan ve gelinen nokta da özkardeş dayatmasına karşılık aslında ?'üvey kardeş metaforu'' köklere ayrışan toplumu temsile namzettir. Aynı coğrafyanın paydaşlarının birlikte yaşamışlığı onları kardeş yapmaz. Ana imgesi ?'vatanı'' temsil ederken, baba yaklaşımı ?'devlet aygıtını''temsilde kullanılmıştır ve paydaşlara verilen hizmetlerin farklılığı, bölgesel geri kalmışlıkları ''bayramlıkları önce sen bir yıl sonra ben kardeş payı '' dizgesi ile sunan şairin imlemesi bunda başkaca bir şey değildir.

Toplumsal sorgulama şiirin temasını oluşturmaktadır. Şair(ler) bundan münezzeh değildir. Şiirin dönmesel olarak akımsallaşmasında, işte bu toplumsal söylev yer alır.
Şairler bunun dışında kalamaz tıpkı,Özeşer'in yaptığı gibi..Final şiire damgasını vurur.

sen yine de gül geç emi
'biz kardeştik'
en kallavisinden ayrı ana dilimiz

Ana (yani vatan) aynı olsa da dilimiz farklı diyerek bu sorunsala dikkate çeker.

Bu şiir, Özeşer'in şiirleri içerisinde ayrışan bir yazım tekniğidir.



Yahya İNCİK / 15.12.2010

--------------------------------------------------------------------------------
* Kitap-lık /Ocak-2008/s:94-95 (Ahmet Sait Akçay-Veysel Öztürk)

16 Aralık 2010 3-4 dakika 7 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Şiir yazmak emek işidir, kolay yazılmaz ve kolay da okunmamalı.

    Herhangi bir tüketim maddesi gibi okunup kaldırılmamalı.

    Şair toplumun bir parçasıdır; içinde yaşadığı toplumun hassasiyetlerine duyarlı olmalı ve acıyı derinden hissetmeli.

    Yüreğinde hissettiği bu derin sakıntıyı şiirlerinde şifrelemeli , anlatmalı.

    Şiiri okumuş olmak için okunmayacağını bu yazınla göstermiş olduğun için teşekkür ederim.

    Verdiğin değerin daha fazlasını edebiyatçı kimliğinle hak ediyorsun.

    Yeniden teşekkür ederim, selamlar.