Sakar Siyasetin Faturası Yine Halka Kesilecek
Bizim buralarda, Ankara kaynaklı yozlaşmanın, sarsıcı yansıması olan ekonomik çöküşün, fena halde hırpalayarak; yoksunluk ve yoksulluk vurgununa çevirdiği insan çoğunluğunun sandık başına gidişiyle gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerin, her kesimden insana, hiç mi hiç umut vermediği bilinen bir gerçektir.
Siyaset yapmayı işlerine geldiği gibi anlayanlar tarafından var edilen ve yalnış çözüm yaklaşımları sonucunda, birer sorun dağına dönüştürülen sorunları, akılcı çözümler üreterek düze çevirme iddiasıyla bilmem kaçıncı kez ortaya çıkanlarla; yaşamak zorunda bırakıldığı laf bombardımanı sonrasında gittiği sandıkta, genellikle aradığını bulamayan halkın zerre kadar inanmasa da, çaresiz bir kez daha denemesi olan yerel seçimlerin tarihi koşaradım yaklaşıyor.
Bizim buralarda, Ankara kaynaklı yozlaşmanın, sarsıcı yansıması olan ekonomik çöküşün, fena halde hırpalayarak; yoksunluk ve yoksulluk vurgununa çevirdiği insan çoğunluğunun, sandık başına gidişiyle gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerin, her kesimden insana, hiç mi hiç umut vermediği bilinen bir gerçektir.
Bugünden görülebildiği kadarıyla; siyasi sakarlık ürünü bu olumsuzlukların mayınlaşmış varlıklarında bile, beklenen duyarlığın çeyreğini duymaktan bi haber siyasi kadroların, bu güvensizlik ortamında az çok güven uyandıracak ve halkın sandığa gidişini belirli ölçülerde yoğunlaştıracak isimler yerine, toplumsal algı özürlü isimler için sandık onayı isteme yüzsüzlükleri, halkımızın o ünlü sabrını sandıktan uzak durma tepkisine taşıdığı görülmektedir.
Bizde siyaset adamlarının öteden beri, özellikle halkı ilgilendiren konularda, kaş yapayım derken göz çıkarma, becerisine sahip olduklarını gösteren örnekler ülkemizde oldukça boldur. Bu bolluğu tersinden okuyarak, kendine göre doğru sonuçlar çıkarma uyanıklığını, halk yararına siyaset yapmak anlayan ve bu anlayışıyla, ülke gerçeklerinden kopuk bir Ankara görüntüsü yarattığını, hala fark edemeyen siyasi kafanın sandıkta mahkum edilmesi, 29 Mart 2009 tarihinde bir kez daha gerçekleşecek ve bu durum ?böylesi ancak Türkiye'de olur anlayışı doğrultusunda- yine halk için yakıcı ve yıkıcı olacak.
Yani, geçmişte yaşanan örneklerin ayan beyan gösterdiği gibi; sakar siyasetin 'benim adamım' mantığıyla halka dayattığı yıpranmış isimler yenilgisinin faturasını, partilerin oy ticareti tuzağına düşen halk çoğunluğu ödeyecek.