Saklambaç
Bir saklambaç oyununun ortasındayım. Aşk saklanıyor dostlar ben arıyorum. Oyuna başlarken centilmenlik yapıp ebe olmuştum. Ben de meğer bir hoşmuşum, aşka centilmenlik mi yapılır? Düşünemedim zira ilk kez karşılaşmıştık. Neyse ben yüzümü dönüp duvara saymaya başladım o saklandı. Hemen bulurum sanmıştım, yanılmışım. Halime gülüyor olmalı ki zaman zaman dalga geçer gibi saklandığı yerden çıkıyor ve basıp kahkahayı sobeliyor beni. Kızamıyorum çünkü çok tatlı gülümsüyor. O gülümserken benim içim eriyor. Yorgunluğumu unutuyor ve devam edelim dedikçe tamam diyorum. Yine yüzümü dönüp duvara saymaya başladığımda off diyorum. Bu defa da konuşamadın, onu gördüğünde unutuyorsun her şeyi deyip hayıflanıyorum kendimce. Evet daha bir kez olsun mola vermedik. Yıllardır o saklanır ben ararım. Arada bulsam bile benden hızlı koşup sobeliyor bir şey yapamıyorum. Yorulduğunu hiç görmedim. Ne bitmez tükenmez enerjisi var aklım almıyor. Kırılıp küsmesin diye bunları ona söylemiyorum ama artık ben yoruldum.
Ey aşk! Hadi topal tilki...