sana özel

Sabaha karşı uykuda kalmaya direnirken sabrım, yarı ölü halimle başladı hiçbir gerçeğe değişemeyeceğim hikayem. Henüz büyümemiş, henüz kirlenmemiş, henüz yüreğini kaybetmemiş çocukluğumla babamın elindeydi bir elim. İlk nefesinde düşümün, önceki hayatmışçasına gelirken bana doğru peşimden, döner gibi oldum bakılası yüzüne. Babam kapattı gözlerimi ve çevirdi başımı öne doğru. Fısıldadı kulağıma; ?bak şimdi ne olacak?. İlahi bir makas kesti nefesimi ve ciğerlerim durdu. Kan akışım, göz bebeklerimin büyüyüp küçülmesi, çocuksu düşlerim, çocuk düşlerim, üzerimdeki mavi ceketin verdiği sıcaklık ve kalp atışlarım durdu. Babam araladı ellerini, üçüncü bir el daha hala tutuyordu elimi. O zaman anladım ki tanrı kapatmış gözlerimi; ve o fısıldamıştı kulaklarıma sevgiyi. Işık huzmelerinin arasında göz bebeklerimin küçülmeyi unutmasıyla kamaştı gözlerim sandım; fakat güzel ama bana özel olmayan gülüşün ve umutsuzluğa inat bakışlarınla sen vardın karşımda. Tek elimin boşluğunda sendelerken ayaklarım, nefessiz takatimle fısıldadım. ?Ne olur elimden tutanım ol...?. Nihayet biraz daha yaklaştın ve tanrı izin verdi konuşmama, nefes almama; atmasına izin verdi kalbimin. Krizlerim kadar yaklaştın yüreğime ve eğdin başını. Kulağına yaklaştım, fısıldadım; ?Elimden tutanım ol...? Adımlarımız güç buldu rüzgar ilahilerden ve başladık konuşturmaya ayak seslerimizi. Yürüdük bir yol boyu. Ben yüreğinden tuttum ve anlattım dünyayı sana. Gün ışığı hançer gibi saplandı ayaklarıma, ?düş bitiyor? dedim... ?Sadece bir düş...? dedin. Hayalin kaybolurken tekrar fısıldadım; ?Elimden tutanım ol...?. Düşten sıyrıldığına pişman oldu bedenim. Gerçeğini gördüm gözlerinin ve gerçeğine maruz kaldım çok güzel ama bana özel olmayan gülüşlerinin...

24 Mart 2009 1-2 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar