Sapla Saman

Sigara tiryakiliği meselesi Dan Brown tarafından mutlaka irdelenmeli. Zira bol şifreli ve komplo teorisi içeriklidir.

Bir buçuk yıl önce sigarayı bıraktım. Mutlu ve gururluyum.

Çocukluğumda; dedemin radyodan dinlediği Ajans'lardan aklıma kazınmış olan bir tanımlama var ki adı kımıl zararlısı..http://tr.wikipedia.org adresinden kımıl zararlısı hakkında edindiğim bilgiler şöyle; tıpkı bit gibi parazit bir böcektir. Rengi tütüne benzer. Hububat tarlalarında başaklara zarar verir ve başaklar daha tomurcuk iken boğazlarından kururlar..

Umarım şu ?'boğazlarından kururlar'' açıklaması sizde de beklediğim çağrışımı yapmıştır. Ben söz konusu kımıl zararlısına on sekiz yaşımda aşık oldum. Yirmi yaşımdayken bir paket sigara içindeki evlilik akdiyle çantama sığınmıştı bile..

Babam mavi bandrollü paketlerden içerdi. O sigaralar Amerikalıydı ve bakkalda bulunmazdı, Bulgaristan'dan kaçak olarak geldiğini söylerlerdi. Sigara içmeye ilk başladığımda paket taşımaz günlük bir iki sigarayı da illegal yollardan temin ederdim.(Tıpkı benimle akran olan çoğunluk gibi)

-Ben en çok babamın paketlerinden sigara aşırdım-

Kırk yedi yaşına henüz girmişti öldüğünde... Alkol ve yoğun sigara içimi sonucu kansere yakalandı dediler. Hastalığının ilerleyişi o kadar hızlıydı ki... Onca yılın ardından yalnızca; teşhisini öğrendiğimiz günü ve cenazesini hatırlayabiliyorum.

Babama ait son sigara paketini hala saklarım.

Zavallı X nesli ile ilgili doküman ve kitapları okumanızı isterim. Benim doğum tarihimi de kapsayan ?Kayıp Neslin- trajikomik özellikleri, kırk yaş ve üzeri için etkileyici olabilir. Bizim kuşak bilir, gençliğimizde sigara karşıtı olmak neredeyse anormallikti. Yalnızca sigara mı; şeker, kırmızı et, yumurta, kolesterol ve sair... Ömrümüzün ilk kırk yılı yanlışları yemek-içmekle geçip gitti. Sonraki kırk yıl da şimdiki doğruların yanlışlığına tanıklık edersek vah demek yetmez halimize. Öyle ya talihsizliğimizin müsebbibi X neslidir..

29 Ocak 1954 tarihli Milliyet gazetesinin haberinin manşeti;
?'Sigara içmek zararlı değil bilakis vücuda faydalıdır''

Haberden bazı alıntılar;

?'Uzun yaşamak isteyenler üzüntüden şeytan görmüş gibi kaçmalıdır. Böyle bir kovalamaca da insanın bacaklarına en büyük kuvveti veren serum ancak sigaradır''
?'Amerikan doktorları son günlerde oldukça garip bir iddiayı savunmaya başlamışlardır. Bu iddia ?daima sigara içiniz?şeklinde üç kelime ile ifade edilebilir.''
?'Herkes bilir ki sigaranın insana en fazla zarar veren tarafı dibidir. Sigara hatta pipo içerken bir an için bile olsun aklınıza kansere tutulacağınız gelmesin. Bu boş bir iddiadan başka bir şey değildir. Çünkü insanın sigaradan kansere tutulması için günde en aşağı 120 adet sigara içmesi icap eder ki buna da gerek maddeten gerekse manen imkan yoktur.''

2013 eksi 1954, yaklaşık altmış yıl. Geçen zamana, şu yukarıdaki gazete haberine bir de yaşadığımız döneme bakınız. Şimdi bu durumu komplo teorisinden başka ne anlatabilir?

Sigara Kızılderili yerlilerin beyaz adama garip bir öğretisi değildir de en büyük intikamıdır belki. Orta Asyalı hatta Türk oldukları iddia edilen yerlilerin; bu buluşu nasıl yaptıklarını mantıkla anlayabilmek mümkün mü? Şef Ciğersökenkahin'in can sıkıntısından uydurması olabilir mi? Allah akıl fikir versin ilahi Şef'im ya... Sen tut tütünü yaprağına sar, tutuştur, dumanını içine çek. Normal insan kafası olamaz bu. Olsa olsa Kızılderili kuru kafasıdır..

Tüm tiryakiler; emperyalizmin sıkı dostları olduğumuzu unutmayalım!

Emperyalizmin sürdürülebilir sömürge politikalarının içinde mesela Afrika'da ki iç savaşların dolayısıyla açlığın sürekliliğinin sağlanması diğer yanda da daha fazla tüketim için stratejiler geliştirilmesi vardır. Oysa Dünya Sağlık Örgütü verileri, global gıda üretiminin dünya genelinde yaşayanların tümüne yeterli olduğunu bildirmektedir. Yeterli olan bu gıdaların ancak yetersiz bir kısmı yardım-bağış olarak ilgili ülkelere gönderilmektedir.

Gerekli ya da gereksiz her şeyi satın almaya yönlendirilmek ve haddinden fazla yemek-içmek tüketim toplumunun karakteristik özelliğidir. Oysa israf tüm inançlarda zararlıdır-haramdır.

Gazlı içecekler, bol kimyasal katkılı hazır yiyecekler ve dünyayı kuşatmış pazarlama ağları. Şimdilik yalnızca sigara günah keçisi ilan edilmiş durumda... Fütürist düşünceyle gelecekte şu yukarıda saydığım kalemlerin paketlerinde de, ?'sağlığa zararlıdır, öldürür'' uyarılarının zorunlu olacağı söylenebilir. Aslında tüm bu ürünler kanıksanmış birer kitle imha silahıdır. Devasa sigara kartellerinin her ülke için farklı tütün ve kağıt karışımları hazırladıkları rivayetleri vardır. Formülü bilinmeyen malum markanın Türkiye'de üretilen gazlı içecekleri, damak alışkanlığı bahanesiyle çok daha fazla şeker içerir.

Üniversitede öğrenciyken, Amerika menşeli bir hazır yiyecek zincirinin, tüysüz piliç ürettiğine dair haberlerin yapıldığını hatırlıyorum. O mutasyona uğramış yaratıkların korkunç fotoğrafları zihnimde hala kayıtlıdır. Tüy yolma, arındırma, temizlik vb. aşamalarda maliyet minimizasyonu için genetik değişiklik yapmaktan kaçınılmamıştı. Arada geçen yirmi-yirmi beş yıllık kayıptan sonra nihayet endüstriyel piliçlerin ve yumurtanın sağlığa zararları tartışılmaya başlandı. Yetiştirildikleri koşullar ve beslenme sistemleri nedeniyle, kemik erimesi bulunan, şeker hastası olan piliçleri dünya insanlarının büyük bir bölümü tüketmeye devam ediyor.

Mantıklı insanlar olarak sigarayı bırakmalı, şeker, yağ, piliç, genetiği değiştirilmediği iddia edilse de hassas davranıp pirinç yememeliyiz. Karadeniz çayında radyasyon olma ihtimali yüz elli yıl kadar daha devam edecektir. Alkol karaciğeri zorlar, beyin hücrelerini öldürür. Süt ve ürünleri ayrı bir yazı konusudur.

Saman yesek?
Olmaz çünkü onu da ithal etmeye başladık.
Söz atalarımızın;
?' Sapla samanı ayıra bilene aşk olsun''