Sarı Deniz'e

'Bana hissettirdiklerini seviyorum.
Sanki her şey mümkünmüş gibi.
Sanki yaşamaya değermiş gibi. '
Cahit Zarifoğlu

Dün, geçmiş zaman evvelinde
Yatılı okuduğun okula uğradım.

Hülya, Gülüfer, sen tebeşir tozuna bulanmış bir çığlıkla,
O gri koridorları inim inim inletiyordunuz.
Öylece bakakaldım yattığın o odaya. O an içimde ;
Ne İzmir,
Ne Bursa.
Bir zeytin tanesi kalmıştı demir tabağında. Bir lokma ekmek, küçücük yüreğin kadar mis gibi Marmara vardı damağımda.
O tebeşir tozuna banıp kahveyi içtik beraber avukatla...

Saat 20:05.
Ucundayım yarı uyanık ölümlerin. Nereden soktuysan aklıma; Yeşil Çınar dibinde mezarımı kazıyorum.
Belki de ilk harfi, uzun çarşı yolları gibi karatahtaya baban çizmişti. Cumhuriyet öğretmeni çok yakışıklıydı. Macür delikanlısı demiştim ya;
Noktasız...

Virgülsüz, öylece yalın ve sen kadar sendi öykümün son paragrafı. Sanki kocaman bir "S"...

Deniz ne zaman rüzgar kokar?
Ya da sen hangi kayıp zamanda, Büyük Ayı gölü'ne
Selam verirdin?
Bir yığın eblek ve kocaman ağızlı, kepçe kulaklı fotoğraf ve bir o kadar kadraj ağırlığında
Bir ikindi vakti, durak durak satır yaratma heyecanı ile seni gülümsetme telaşı düştü içime.

Buğulu otobüs camı ardında;
Haydarpaşa; Downtown,
Beykoz Yolu; Walk Of fame
Ülkemin yıldızları kadar parlak
Ve bir o kadar da mütevazı.

O mavi gözlü adam nasıl ağladıysa bir iç savaş hüznü ile
Ben onca zaman ona ağladım. "Nedene" bağlamıştım, en dibinde yaşamın ve biteviye ağlamıştım yokluğuna.

Bilmiyorum,
son çeyrek telaşları biriktiriyoruz sanırım.
Bir elimde "Yerçekimli Karanfil" diğerinde tütün karışık serum arası sarı bir kavanozda sen biriktirme telaşı.

Bunca satırdan sonra, sana cezaevine gelen mektuplardan birini okumak isterdim. Belki sakladın, belki de hiç bilmediğin, anımsamadığın bir kuytuda saklı bilmiyorum.
Sabrım; O kıvılcım hissini anlama isteği. Bunu bana çok görme sakın! Dedim ya; Benimkisi iyi satır dizme telaşı işte..

Çokça sevgi büyüt
Ve hep telaşlarımız
Sevgiyle kal olsun...

21 Şubat 2017 1-2 dakika 21 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (6)
  • 7 yıl önce

    Cemal Mıhçı'nın İSNAME adlı harikulade kitabında yer alan Şiirler ve Mektupları çok dikkat çekiciydi.

    Yazar Kitap sonrasında koca bir hayatı sıfırladı ve yeniden doğdu küllerinden.

    İSNAME 2'ye giden yolda ilk olarak "Temmuz Ateştir İdil" Köşesindeki yerini aldı. Bugün de "Sarı Deniz'e" adlı mektubunu astı köşesine.

    Şiirsel bir mektup okuttu bize. Hüznü yıkadı kelimeleriyle ve her cümleyle yaylım ateşine tuttu okurunu.

    " Bir ikindi vakti, durak durak satır yaratma heyecanı ile seni gülümsetme telaşı düştü içime. "

    Bu mektubun Şiirini de okuyacağımızı ümit ediyorum. Kutlarım Cemal Mıhçı...

    😙😙😙

  • 7 yıl önce

    tebrik ederim.kalem kıymetli.

  • Muhteşem bir yolculuktu sayfanızda çıktığım.Çok teşekkürlere sevgili hocam böylesi bir tat için..sevgilerimle..

  • Bu yazıyı beğenmek yada beğenmemek haddim mi diye sorguladım bi an. O kadar içten o kadar akıcı ki. Bir de Cansever'in Yerçekimli karanfil şiirini ekleyince peşine "karanfil elden ele" çoğaldı Cemal bey. Var olun, Esen kalın.

  • 3 ay önce

    Küllerinden doğmak her kişinin harcı değildir aslında Cemal Mıhcı imzalı kitap bunu başardığının dökümüdür ve kitaplığımda yer aldığı için de mutlu etti beni. Çok takdirim teşekkürlerimle sevgi ve saygılar daima