Sebebi!
Zaman zaman hâlimden şikâyetçi olup, çocukluk yıllarıma hayâli bir sefer eylediğimde? O zamanın imkânsızlıkları içinde, çeşitli zorluklara göğüs gererek yaşayan büyüklerimizin dinçlikleri, âfiyetleri aklıma gelir ve kendi kendime yerinirim?
Sanki o zamanlar, ufak tefek sıkıntılardan hiç şikâyet edilmez, bilmeyenler bilmediklerini bilir ve bilenleri saygıyla dinlerlerdi? Hatırladığım kadarıyla, köyün ileri gelenlerinden üç-beş kişi hariç; evlerde radyo bile yoktu? Çocuklar radyoyu ancak, köydeki kahvehanelerden birisine büyüklerini çağırmak için girdiklerinde veya havanın güneşli, sıcak olduğu günlerde radyonun kahvehane önüne çıkarıldığı zamanlar dinleyebilirlerdi.
Genelde haberler (ajans) ya da keyifler denk ise, akabinde çıkan türküler bitene kadar dinlenir, daha sonra herhalde pilleri çabuk bitmesin diye kapatılır ve büyüklerimizin izin verdiği kadarıyla dinleyebildiğimiz, bize masal gibi gelen, doyumsuz sohbetleri başlardı?
Geçenlerde; kirada oturduğumuz eve yakın, önünde mini bir park bulunan mahalle bakkalına ekmek almak için gitmiştim? Parktaki karşılıklı iki bankete oturmuş sohbet eden üç yaşlı bey amca dikkatimi çekti. Selam verip, yanlarına oturdum.
Sohbet, bahsettiğim çocukluk yıllarımda, kahvehanelerde dinlediğimiz sohbetlere
benziyordu ve benim için dinlemeye değerdi?
Yarım saat kadar geçmiş ve sohbet konusu dönüp dolaşıp, ağız tadı?na gelmişti... Yaşlı amcalardan birisi; ?artık eskisi gibi ağız tadı falan kalmadı? dedi? Diğeri; ?avradını kırdığım, hormon diye bir şey çıkardılar, bizim karıların bile eski karı tadı kalmadı? deyince? Hep beraber kahkahayı bastık ve ben müsaade isteyip ayrıldım.
Yavaştan eve doğru yürürken, kendi kendime, son sözü söyleyen yaşlı amca çok haklı dedim? Kardeşim bakıyorum da ( ben dahil) insanlarımızın birçoğu, hayatımızı sanki ilaç takviyesiyle sürdürüyor olduğumuz halde; tel tel dödülüyoruz?
Bu birçok alanda tel tel dökülüşümüzün sebebi; HORMON mu acaba, ne dersiniz?