Seçim Meçim Hikaye Bu Yöntem Şahane
Yıl 1963 İstanbul’da belediye başkanının kim olacağına dair seçim kurulları nezdinde 22 gün süren mazbata mücadelesi yaşanmıştı.
AP adayı olan Nuri Eroğan seçimden galibiyetle çıkmasına rağmen, CHP’nin itirazı üzerine, İl Seçim Kurulu tarafından zamanında istifa etmediği gerekçesiyle, adaylığı iptal edildi.
İkinci olan CHP adayı Haşim İşcan belediye başkanı olmuştu.
Yıl 2020’de yer yine İstanbul YSK, 225 sandık kurulu başkanı ve 3 bin 500 sandık görevlisinin ‘kamu görevlisi olmaması nedeniyle’ seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini öğrendik.
Çoğunluk şaşkın!
Seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu elinde bir peçeteyle soğutulmuş şekilde fışkıran terlerini kurulamaya çalışarak “seçimi kazandığını ve mazbatasını istediğini” konuşuyor televizyon ekranlarında.
Öyleydi, böyleydi, şöyleydi derken, hadi bakalım yeniden seçime!
Seçe seçe, seçile seçile bir hal olduğumuz yıllar olarak kazıdık hafızaya!
YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal kararını AK Parti YSK Temsilcisi Recep Özel ve YSK MHP Temsilcisi Kürşat Türker Ercan aynı saatlerde sosyal medyadan duyurdu. Özel, Twitter mesajında “İstanbul seçimleri yenileniyor. Hayırlı olsun” dedi. Özel, seçimlerin 23 Haziran’da yapılacağını da aynı yöntemle duyurdu.
Bu günlerde, tartışmaya açık olan bir sosyal medya paylaşım platformu, resmi açıklamaların yapıldığı bir alan olarak karşımıza çıkıyordu!
Bir zibidi ve şımarık ABD Başkanının yapmış olduğu gibi, ülke seçmeni bir yerde Ti’ye alınıyordu!
Oflandı, puflandı, yuhalandı ama İmamoğlu seçimi nihayetinde kazandı.
Ankara içinde aynı şeyler geçerliydi belki ama yeni bir seçim yapılacak durum oluşturulamadı Mansur YAVAŞ yavaş değil, hızlı adımlarla başkanlık koltuğuna oturdu.
Neden anlatıyorum şimdi bunları, zaten birçoğunu yaşadınız ve biliyorsunuz değil mi?
Küçük bir hatırlatma olsun istedim ama benim asıl konum seçim iptalleri falan, filan değil, bir öneri!
Nasıl olsa bu belediye seçimleri taaaa eskiden bu yana sürekli sorun yaratmıyor mu, yaratıyor, zaten özellikle kim iktidarda ise belediyeleri kaybedince canı sıkılmıyor mu sıkılıyor! Tüm bu sıkıntılar seçildikten sonra vatandaşa bir şekilde yansıyor mu, yansıyor!
Yukarıda filler tepişirken, altta çimenler ezilmiyor mu, eziliyor!
Ne diye canımızı sıkıp duruyoruz, stres yapıyoruz, hem seçmenler, hem seçilenler rahat olamıyor!
Hazır her şeyi değiştirirken bir küçük değişiklik önerim daha var, hem ne diye sandıkta, yok belediye başkanı, yok il encümeni, yok meclis üyeleri, yok muhtar seçimleri yapıyoruz?
Üstelik bu adaylar bir sürü zaman ve para kaybı da yaşıyorlar, haksız mıyım?
Tek bir seçim yapalım, iktidarı kim aldıysa, her yere onun belediye başkanları, meclis üyeleri, muhtarları, azaları atansın!
Hem böylece partiler içinde koşturup duran partililere de bir sürü istihdam doğmaz mı?
Seçim meçim hikaye, bu yöntem şahane!
Ne demokrasiyi tartışırız, ne diktatörlüğü tartışırız, daha iyi değil mi?