Şehirdeki Asab

*** Ocak ayı kar yağmış dona çekmişti hava ... Yollar buz ayaklar tutmaz olmuştu.... Evlerin önü boştu, sokağın bir başından bir başına, bir köpek ve birkaç kırıntı toplayan kuştan başka kimseler görünmüyordu...






*** Halbuki köy odalarında ve evlerinde yapılan çekilen pişmaniye, patlatılan mısır ile kestane ve oynan yüzük oyunları ile sıcak soba eşliğinde sohbetlerin tadına doyulmayan bu aylar bir başka güzeldi...






*** Eskilerin tabiriyle ' ' 'kapı kar içeri dar' ne güzel ne anlamlı bir sözdü...






*** Şimdilerde ise şehir hayatının, hayatımıza çilekeşliliği eklenince insanların televizyon, telefonla birlikte makineleşmesi, soğuk bir eda ile her gün aynı şeyleri yaşamanın verdiği bıkkınlık ... Ruh halimizi bozuyor... Bu ruh atmosferini dağıtabilecek tek şey yine köylerde olduğu gibi pişmaniye çekmesek bile, akraba ve dost ziyareti yapmak, memleket meselelerini hasbıhal edecek, yarenlik edecek insanlarla görüşmektir...






*** Oyun yok, oyuncak soba sıcaklığı yok... Tek değişiklik, eğer o da olursa ki... Kadınlara has kabul günleri ve arkadaş toplantılarıdır.... Günümüzde ekmeğimiz aslanın ağzında değil de midesinde olunca, ekmek ve geçim sıkıntısı sarınca insanı ... Bitmez tükenmez ağrılar sarınca insanın başını ... Gecenin bir an önce bitmesini ve tez zamanda eve intikali ve yatağın rahatlığını düşünüyor olduk artık...
Necip KÜÇÜK Mayıs 2016

07 Mayıs 2016 1-2 dakika 31 denemesi var.
Yorumlar