Şehr-i İnsan
Hoş geldin Ya Şehr-i İnsan...
Beklenen ve beklemeye değen mübarek Ramazan ayı. İnsanın her türlü kişilikten sıyrılıp da büyük bir ordunun, tek tip elbise giyen piyadeleri olduğumuz otuz farklı gün.
Herkesin toplum içinde birbirine göre üstünlükleri veya zafiyetleri olmasına rağmen bu ay, herkes birbiri ile eşit, öyle ki; milyon dolarlık bir işadamı ile bir ırgat aynı sofrada yan yana yemek yiyebiliyorlar.
Gerçekte de kim diğerinden daha fazla susayabilir, ya da acıkabilir ki, kim bir diğerinden daha fazla Allah'a yakın olabilir ki? Takvada daha üstün olandan başka.
Servetin iftar için bekleyişte var mıdır bir faydası,
İşte böyledir Şehr-i İnsan, ya da Şehr-i Ramazan.
İşte böyle bir eder insanları ve yok eder insanlık ayıplarını.
İşte böyle duygular içinde üzerimize düşen bu farzı yerine getirirken en korktuğum şeylerle yine karşılaşmak istemiyorum. İsraf ve hemen, hemen hepsi bilinçsizce yapılan insanları hakir görme ve insanlık onurlarını zedeleme. Bugüne kadar hep iftar çadırlarında hiç tanımadığım kardeşlerimle iftar açmak istedim ama henüz nasip olmadı. Bunun iki sebebi var.
I-Allah'a şükür karnımızı doyuracak imkânlara sahibim. Ama ben o yemeği yerken acaba ihtiyaç sahibi birinin yemeğine mani oldum mu korkusu.
II-Özellikle iftar çadırları ve toplu yenen yemeklerde, insanların daha fazla sevap kazanabilecekleri bilinçaltıyla yaptıkları israf ve yine bilinçsizce yemek sıralarında insanlara bunu bahşediyormuş edası ve o sırada bekleyen insanların ihtiyaç sahibi olsun ya da olmasın, ezik gösterilmesi ve insanlık onuru ile oynanması. Hâlbuki o yemeği kim vermişse o insanları da el üstünde tutması gerekiyor, gerçekte sevap kazanması için.
Ümit ediyorum, bu Ramazan ayında olsun lüks ve israftan uzak kalırız ve bu ayın bizi herkes kadar insan ve herkes kadar fakir yaptığını unutmayız.
İşte bu ayda sadece herkes birbiri kadar zengin ve fakir...
Unutmayınız ki;
Bizde o lükse ve israfa harcadığımız paralarla bir insanı daha mutlu kılabiliriz. Bu da bizi, bu ayın en büyük vasfı olan İnsanlık vasfına ulaştırır.
Yani Şehr-i İnsana,
Hepinize hayırlı Ramazanlar dilerim.
20.07.2012
Bugün toplumumuzun en büyük problemlerinden biri israf. Ayette de geçer ''İsraf edenler şeytanların kardeşleri olmuşlardır''der Allah cc. Bu gün yurdumuzda israfın bir dolu örnekleri fütursuzca yaşanmaktadır. Özellikle lüks tüketimin aşırı derecede yaygınlaşması ve bununda çeşitli basın yayın organlarında ifşa edilmesi çok da uygun düşmemektedir. Bir istatistikte yurtta on iki milyon ekmeğin çöpe gittiğini okumuştum, bu korkunç bir israftır. Bu ekmek sayısı beş on milyon nüfuslu fakir bir Afrika ülkesini en az on, on beş gün idare bile eder. Bu sadece ekmekte, diğer taraftan turistik otellerde ki yemek israfları daha da vahim boyuttadır. Özellikle çocuklarımız israf konusunda çok küçük yaşlarda eğitmemiz ve bilinçlendirmemiz lazım gelir diye düşünüyorum. Ahirette, israf olarak işlenilen günahlar, her insanın karşısına mutlaka çıkacak ve onu zor bir duruma sokacaktır. Bu ayda, ya da herhangi bir ay da fakirlere garibanlara yardım ederken en önemli olgu onların gururunu kırmamak ve onurlarını zedelemeden bu işi yapmaktır. Gösteriş için zekat verenler ve yardım yapanlar gaflet içindedir.Gayet eğitici ve aydınlatıcı bir yazı olmuş kutlarım yürekten Fatih bey...👍
Ahmet Bey, Yorumuna çok değer verdiğim biri olarak çok teşekkürler, Ramazan'ın asıl manasına erenlerden olmak dileğiyle..
👍Çok anlamlı bir yazı olmuş. İsrafa her türlü karşıyım 😂