Şehzadeler Şehri Amasya
Geçen hafta içi bir vesileyle doğduğum, ömrümün ilk on beş senesini geçirdiğim Amasya ilimize gittim.. Bu şehre en son 1998 yılında gitmiştim. Ülkemizde pek çok şehrin değiştiği gibi Amasya'yı da çok değişmiş buldum. Tabi bu değişim esnasında tarihi doku hiç bozulmamıştı. Aksine mümkün olduğunca restore edilerek korunmaya çalışılmış. Bu çalışmanın karşılığını da her geçen gün daha fazlasıyla aldıklarını düşünüyorum. Çünkü şehri gezmeye görmeye gelen ziyaretçi sayısın arttığını oradaki esnaflardan bizzat dinledim. Bu noktalara gelinmesinde bugüne kadar görev yapan belediye başkanları ve valililerin çok gayret gösterdikleri anlaşılmaktadır.
Şehrin girişine 'ŞEHZADELER ŞEHRİNE HOŞ GELDİNİZ.' Levhası insanın içine bir sıcaklık veriyor. Trafik bambaşka akıyor Amasya'da.
Yayalar karşıdan karşıya trafik ışıklarının olmadığı noktalardan geçerken araçlar olduğu yerde duruyor. İnsanlar geçince hareket ediyorlar. Bu benim büyük şehirlerde hiç görmediğim, alışık olmadığım bir durum. Hatta biz bu durumu bilmediğimizden neredeye yayanın birine vuruyorduk. Birde üstelik şöför arkadaş kafasını camdan cıkarıp 'Kör müsün?' diye seslendi ancak o kişi bizim plakamızdan yabancı olduğumuzu anlayınca duymazlıktan gelerek yoluna devam etti.. Ayrıca bu şehirde bütün sürücüler 'EMNİYET KEMERİ' takmadan hareket etmiyorlar...
Birine bir adres sorduğunda tarif etmekten ziyade önüne düşüp oraya götürme gayreti içine giriyorlar.
Bir şehrin halkının olumlu yönde değişimi turizmin gelişmesinde doğru orantılı ilerlemektedir. Dilerim bu tür olumlu gelişmeleri diğer illerimizde de yaşarız.
TERS ORANTI
Bu seyahatim esnasında çocukluk yıllarımda gezip gördüğüm bazı köy ve beldelerimiz maddi yönden bir hayli ilerlemiş ancak manevi yönden çok gerilemiş olarak gördüm. Çocukluğumda sözünü ettiğim bu yerlerde traktör hiç yoktu, işler tamamen hayvanlarla yapılırdı. Ulaşım yine hayvanlarla sağlanırdı. Şimdi ise bırakın köyden kasabaya gitmeyi tarlalara bile traktörle değil taksilerle gittiklerini gördüm Köylerde işler yapılırken herkes birbirine yardım ederdi, Şimdi bırakın yardım etmeyi birbirileriyle bile düzgün oturup konuşmuyorlar.Yine normal zamanlara tam dolmasa da Ramazan ayında camiler dolar taşardı. Neredeyse köydeki büyüklerin yanı sıra çocukların tamamı camide olurdu. Bu seyahatimde gittiğim camide, misafir olduğum ev sahibi(zorunlu olarak ısrarımla geldi) ve bir yolcu vardı.
Bana göre işin daha acısı Ankara'da misafir olduğum köyde yatsı ezanı okundu teravih için camiye gittiğim zaman caminin kapıları kapalıydı, şaşırdım ezan okundu cami kapalı camnin avlusunun dibinde oturan gençlere sordum;
'Hoca efendiye bir şey mi oldu cami kapalı?'
'Köyde camiye gelen olmadığından hoca vermiyorlar, verseler de hoca durmuyor namaza gelen olmuyor. Duyduğun ezan sesi de merkezden okunan ezan.'
Ne acı ki insanlarımız geçmiş yıllara göre maddi yönden kalkınmış, manevi yönden gerilemiş. Para, mal ve mülkün çoğalmasıyla birlikte maneviyat çoğalması gerekirken azalmış. Bu işlerde tersine bir gidiş var.
Öyleyse hiç unutmamamız gereken;
Sağlığı, malı, mülkü, evladı veren hiç ummadığımız zaman alır.
Güzel bir şehir tanıtımı. Zaman ilerledikçe şehirde değişiyor, şehirde yaşayan insanlarda haliyle...👍
Güzel bir tanıtım yazısı kutlarım Fevzi bey...