Seni Sevseydim Eğer

Seni sevseydim eğer:

Dıdının dış kapısı, dış kapının mandalı olurdun. Kapının önündeki paspasa ayaklarını silme şansın olmazdı. Yürek odama misafir gelemezdin. Sana tavşan kanı şiir demlemez, aşka dair kurabiyeler pişirip ikram etmezdim. Hele de yatıya kal diye hiçç ısrar etmezdim.

Seni sevseydim eğer:

Ömür pazarında, alış-verişe çıkmazdım. Seçmece günleri kilo kilo almaz, seçmece saatlerin tezgahında oyalanmazdım. Bangır bangır bağıran kader satıcılarına kulak tıkar, hiper marketlerin reyonlarına dalardım. Hormon yüklü gecelerin, kara çekirdekli üzümünü değil, gündüzlerin uçuşan Kuş Üzümüne rağbet ederdim. Şimdilerde moda tabiri ile doğal beslenmeye yönelir, GDO dolu hislerin çarkına tükürmezdim.

Seni sevseydim eğer:

''Canım merhaba''lı mektuplar yazmazdım. Yazdıklarımı gide gele silip durmaz, önce yüreğimi sonra aklımı kurşuna dizmezdim. Beklemek neydi ki, neyine itibar edecektim ki, dahası nasıl bir menfaat duygusunun yazlığına kapak atardım ki? Deniz kenarında adını kumlara yazmaz, yakamozun saçlarına tutunur gibi, mavi suya kulaç atmazdım. Hatta: tanımaktan pişmanlık duymayacağım değerli yüreğine daha ne denir ki deyip, ona tüm dileklerini sunmasını dilemezdim.

Seni sevseydim eğer:

Bu şehrin canına okurdum. Aşındırırdım sokaklarının, cilalı ve kolalı kaldırımlarını. Köşe başlarından sen çıkacağını bilsem, kör yollara sapardım. Konu-komşu dinlemez, alabildiğine deli-dolu yaşar, alabildiğine tadını çıkarırdım hürriyetimin.

Seni sevseydim eğer:

Canına ot tıkardım aşkın. Ağzından girenleri, burnundan çıkarır, tekrar yedirirdim. Bulduğum yerde alnına sıkar, faili meçhuller arasında, adının yazılmasına vesile olurdum. Bunca torpilli davranmaz, anasından emdiğini, kustura kustura çıkarttırırdım.

Seni sevseydim eğer:

Benim uğurlu sayım yedi, on üç ve on yedidir. Bunu neden dedim biliyor musun; ben seni çok ama çok sevseydim eğer, annemin ölüm yıl dönümünden üç gün öncesine, son bir şans bırakmazdım. Yediler, kırklar devrinde değiliz biliyorum ve sende anladın değil mi?

Seni sevseydim eğer:

İnce bir sızı eşliğinde, günaydın dileklerimi sunup, yüreğin dansına Esmeralda'yı ortak ederek, çaprıntılarımı dindirsin diye, serumların en mavisini damarlarıma zerk ettirmezdim. Bağrımda tüten dumana aldırmaz, yanık türküler eşliğinde, hasretin kapısını açık bırak yakarışlarıma, sızılarımın yemyeşil koruluğunda devam etmezdim. Anladığım, umutsuz bekleyişlerin ıssız durağında bitmez, hem de çoklarım, yalancı baharın hoş geldinizlerinde soluklanmazdı. Yeşil ışığım kızarmaz, kızaran ışığımda suskunluğum da yeşillenmezdi.

Seni sevseydim eğer:

Kuruttuğum gözyaşı güllerini, dikenli tellere sarıp, ahirete saklamazdım. Kırardım yüreğimin kabuğunu ve içine bakardım. Neler küflenmiş, neler yosun bağlamış, neleri örümcek ağı kaplamış.

Seni sevseydim eğer... Seni sevseydim eğer... Seni sevseydim eğer...

HÜZÜN ŞAİRİ: N Y


3 Mayıs Dünya Türkçülük Günü ''Ne mutlu Türküm diyene'' diye yürekli haykıran herkese kutlu olsun.

03 Mayıs 2013 2-3 dakika 19 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)
  • 12 yıl önce

    İyi Geceler Niğmet Hanım,

    Anlatım ve süslemeler(Tanımlama-tasvir-benzetiş v.s) harika. Kutluyorum. Her bir paragraf, bir öykünün anlatımlı birer öykülemesi olsaydı var ya, o öykü harika olurdu. İçerik yönünden ise: Karşı taraf, ya bir de sevilmeseydi ne olurdu orası Allah Kerim. Bir dahaki yazılarınızda geçebilir. Tavşankanı ve kuşüzümünü bitişik yazınız. Başarılar diliyorum. Saygılarımla.

  • 12 yıl önce

    "Türk Günü" mesajınızı da takdirle karşılıyorum.

  • 12 yıl önce

    Sevgi ve aşk yüreği bayağı titretmiş ki dolu dolu bir yazı çıkmış ortaya. Tebrikler diyelim herkesin gönlüne göre vermesi dileği ile Rabbin...👍😅👍

  • 12 yıl önce

    Yazımı güne getiren değerli ŞİİRKOLİK ailesine teşekkür ve saygılarımla.