Senin Gök/Yüzün

Yalnızlık; bir illet gibi, bir amansız hastalık gibi hayatımda. Yaşadıklarımı yutkunmak dayanılmaz bir acı veriyor boğazıma, haykırıyorum. Tesellisi kırık bir notanın tizliğine bağlı noktalarda bile canım acıyor. Sürgüne mahkum bir düş görüyorum aniden beni her şeyden tenzih eden. Kafamdaki düşünceleri tekme tokat savuşturacak oluyorum. Kör bir inancın eşiğinde bağlanıp kalmış gibiyim.

Biz, aynı gökyüzünde, aynı yağmurda ıslanırdık halbuki. Ellerimiz bizi mutluluğa sürükler, bize ayrı bir güzellik katardı. Sahi, bir düş kurabilmiş miydik birbirimizden bağımsız? Ya da hep bir arada kalabilmiş miydi gözlerimiz?

Bir yıldan beri, sanki asırların gazabına uğramış bir ürkek gibi hissediyorum kendimi. Cesaret denen o vurdumduymaz duygu yok bende. Hep çekingenlik bastırdı bütün o cengaverlikleri, kırıldım. Artık kendime bile nefret duymaya başladım. İnsanların beni görmeden yaşamaları hayatlarını, beni oldukça sert bir neştere bağladı. Kasıtlılık içermiyordu hiçbiri kuşkusuz; ama bütün umursamazlıkların üst üste yığıldığında, insanı nasıl da ezip yok ettiğini, tamamen savunmasız ve çaresiz bıraktığını tahmin bile edemezsiniz.

Onunla, yani biz kendi gözyaşlarımızla ıslanmayı göze aldığımızda, bir yıl sonraki anımızı düşleyemezdik. Bir toyluk vardı avuntularımızda. Kendimize soytarı bir çocuksuluğu uygun görürdük. Yalnızlığın sahteliğini de o zamanlar duyurduk birbirimize: Aşıktık.

Avuntular elbette ki bize bir şeyler kazandırmadı. Kusursuz pembe gözlüğümüzle seyrederdik hayatı birlikteyken; yalnızlık gerçekten de bir sahtelik gibi görünürdü gözümüze. Bazen kahkahalarımız yalnız ve mutsuz insanları öyle hiddetlendirirdi ki, bizde onları anlayacak gerçeklik yoktu.

Aradan bir yıl geçti ve ben şimdi o yalnız ve mutsuz insanları anlayabiliyorum. Onların nasıl da umutsuzlukla savaştıklarını, yıldıklarını, yorulduklarını en iyi şekilde görebiliyorum. Çünkü artık bende onlardanım. Mutlu insanları anlayamayacak kadar hüzünle boğuşuyorum. Onların coşkunluğuna hiçbir anlam veremiyorum..

Mutsuzluk; bir ceza gibi, bir sürgün gibi gittikçe yok ediyor beni. Böyle devam ederse, her zaman güneşten ve mutlu insanlardan çekineceğim.

(Sebep mi: Senin gök/yüzünden uzağım çünkü...)



24ARALIK2012

15 Ocak 2013 2-3 dakika 88 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Gözle görülür gelişmeler. Güzel olacak güzel...