Sensizliğe İlk Adım

Ne uzaktasın bana, ne de çok yakınımda. Bir sözüne hasret kaldım şu vuslat zamanında. Haykırır ruhum sensiz geçen her dakikama. Ayaz vurur yüreğime gözlerine her bakışımda. Ölümüm olur bana bakışın bazen hafif bir esinti bazense bir kasırga gibi sert ama hüzünlü. İçimi yakarcasına...
Böyle mi olmalıydı sonumuz. Kalbin bu kadar uzak mıydı bana. Çok mu gördün bana sevgini. Hayatımı bu kadar zorlaştırmak zorunda mıydın? Ben seninle mutluluğu isterken, sen hep başka hayaller peşindeydin. Susma! Bir şey söyle hadi! Sevmiyorum seni de, artık yüzünü görmek istemiyorum de. Ne olursa olsun tek bir şey söyle ama ne olur susma. Sen sustukça benim içim yanar bilirsin. Ağlarım, senin gelmeyeceğini bile bile. Çünkü başka çarem yok.
Ne diyeyim sana. Hani; "ya seninle ya hiç" derler ya, o söz doğruymuş aslında.Ya seninle ya hiç. Şimdi burada olsan başını öne eğip hafifçe gülümserdin. Ben ise ümitlenirdim. Ama bilirim ki bu ümitlenme boşa, yine sen olmayacaksın yanımda. Belki de bana gülüyorsun. Acizliğime, çaresizliğime gülüyorsun ve bunu bile bile geri gelmiyorsun. Bense...
Neyse boş ver her şey geride kaldı artık. Ne o eski gülüşmeler, sohbetler, bakışmalar hepsi mazime gömüldü. Hani sana hep derdim sensiz olamam, sana muhtacım diye, artık demiyorum, hayatımın anlamı sen değilsin artık. Bakışların beni eskisi gibi ezmiyor. Bunları gönül rahatlığıyla söylüyorum. Belki de sadece kendimi kandırıyorum...

04 Ocak 2010 1-2 dakika 3 denemesi var.
Yorumlar