Şerefe
Günahlar arasına sıkışmış bir ruh gibiyim. Öyle umarsız, öyle acılara gömülmüş, öyle tutunamayan.. Biliyorum ki inançsız olsam alırdım elime jileti, bilinçsiz olsam bilirdim ben de başıma tek kurşunluk silahı dayamayı... Ah bilmez miyim canımı yakanların canını almayı ? Belki de en güzeli öldükten sonra en büyük korkuları olmak, hayatlarını mahveden o bi var bi yok, en arsız, en derindeki duygularımı bir ettikten sonra var olmuş o kötü ruh olmak.
Tam gülmeye yüz tutmuşken yine parçalandım. Paramparçayım. Kimse bilmez. Bilmesin de.
Doğduktan sonra yaşamak zorunda kalmanın mecburiyetiyim ben. En sevdiği insan tarafından öldürülmüş maktülün, kimsenin göremediği hayal kırıklığıyım. Tam güvenmişken tekrar umutsuzluğa bürünüşüm ben.
Odanın en köşesine gidip, en karanlığa sığınıp hıçkıra hıçkıra ağlayan adamın sessizliğini aldım bugün. Hayattan çok beklentisi varken, her şeyden birdenbire vazgeçen genç kızın hayalleriyim.
İçimdeki karanlığı kutlayacağım bu gece, elimde mutsuzluk kadehi, benim kullanmayı bilmediğim maskenin sahipleri ! Şerefe. Şerefe. Şerefinize.