Ses-iz

Kendi yolundan giden bir gemisin hayat boyunca. Adımların her daim serseri biraz da sarmaşık dolambaçlarında yer ediniyor. Konuş demeye mecali yok hücrelerinin yalnızlığında. Oysa sen içi kalabalık bir gemisin, Nuh'tan arta kalan. Güvertende renkler dolusu kuşlar uçuşurken, değişimi tanırsın. Akan gözyaşlarına yuva arıyorsun sessiz sokak kuytularında. Bir dönümsüzlük var denkleminde ve gelecek olan gerçeği görmeyecek kadar kör olabiliyor sessizliğin. Hadi diyebilir misin kendine.
Herkesi ardında bırakıp gidişlerindeki kalabalığından da sıyrılmayı ancak tren garlarına sığınarak aşıyorsun. Akın akın geçip giden insan selinin ardından kendine bir köşe seçiyor ve yaşıyorsun eksik hatıratını. Bir bir siliniyor cümleler kelimelerden. Kırmızı bir renk alıyor beni, dertlerime sarıyor. Kimseye anlatmadığın cümlelerin içinde bir çocuk ağlar duyulması imkansız bir serüven masalında.
Herkesin sevdiği bir tablonun kirli ellerini sildiği bez parçası olmak kadar gururla taşırım suretimi kendimde. Ezilmiş halkın davasında sivri dilli hokkabaz olmaktansa ruhunu teslim eden bir çocuğun bedenine işlenebilir servetim.
Şimdi üç kuruş bir hesap olur. Rakamlarla oynarken bir başıma, denklemde bir kaçak ve bir eksik hece gerek.
Kaç asırdır konuşmadık seninle ey sevgili kalp duvarım, asma yaprağına sarıldık uzayıp gidiyorum gökyüzüne.
Şiirlerimi satılığa çıkardım, ekmek almak için. Aç kursaklardan kelimeler değil, ekmek geçmesi gerek. Sanat pahalı bir yiyecektir. Ruhunu beslemek isteyene ekmeklik şiirlerim var.
Yoksulların maneviyatı doymuştur tıkasıya, zenginlerin maddiyatına rağmen açlık kokar kalpleri. Diretemezler şiirlerin esaretine.
Alın şiirleri sizin olsun, aç insanlara vermek için ekmek verin bana.
Şiirler karaladım dünden geceye, sizlere sunmalık bir serüven daha vereceğim. Bir ben var ortada. Bedenimi esir ettim yoksulluğu yok etmeye, gelin bu demin meyhanesinde sizinle bir sofra kuralım. Özdemir asaf'tan olsun dizeler, biraz da nesimiden. Neyimiz varsa ondan
Kurulur geçer karşıma
Otur dediğim yoksulluğumda
Senden öte senden ziyade
Bir neviyim ruh aleminde
Demir asadan beri demir çarık dikerim ellerimle gün ışığı çocuklara.
Ekmek veren ellerinize kurban olayım ey nebiler
Ben dert aleminde yüzer
Aşk ile gezerim.
Ne ekersen onu biçersin
Ben dertlerden ırak yüzü koyun bir toprak
Biraz da yoksul nebiyim
...
Kaç asırdır yürüdüm seninle ey peri kızı. Şimdi ruhumu teslim etme meylindeyim. Ama ne azraile ne de ölüm emirlerine.
Alacak olan alsın payını. Kalanı aş evine bağışladım.
Ben ruhtan verip haktan almak isterim.
Birdir Allah ve kerimdir.
Ona verdiğim her nimetten ve duadan geri kalmaz misliyle verir
O halde döner ona
Ondan dilerim
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla and olsun ki yaşamım içinde bir Aş evi kurmak da bana hak olsun

01 Aralık 2016 2-3 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 8 yıl önce

    Maddeden arınıp maneviyata dönüş gerçeğin ve insanın kendisini bulmasının özü elbette insanca yaşamanın iç huzuru ile başkalarını da düşünmek ne güzel eylemdir

    Kutlarım kaleminiziud83eudd20