Sessiz

Gittin!!
Ölüm borusunu çaldı dudakların, aşkımıza katran karasına bulayıp gittin!! Benimle yaşadığın macerayı bir anda unutup başka bir kadına dudak sürmeye gittin...
Sarıp sarmalamadımmı yüreğini kundaktaki bebek gibi, Nasıl oldu da bu ilişkiyi tersyüz ederek gittin???
Aşkla bakıyordu gözlerim gözlerinin büyüsüne, sen tüm kötü karakterleri bir araya getirip birde üstüne hep bir ağızdan son sözleri söylerek gittin(iz)...
Bir şehir çöktü üstüme bu sarsıntılı depremde sen arkana bile bakmadan, adımlarının sesiyle yüreğime şimşekler çaktırarak gittin....
Sustu konuşmaya alışmış dudaklarım, çamura düştü gülümseme, hatıranmış meğerse gözyaşı gözlerime, durdu kan! Sendeledi ayaklarım, DÜŞTÜM bir elmas misali yerde paramparça umutlarım....
Yağmalanmış hayatının korkunç canavarlarını saldın üstüme, ben burda onlarla boğuşurken sen aklımıda alıp gittin...
Bir bende durulmuştu hani hırçın yüreğin??
Hani hayatının ruhuydum ben senin????
Bir bende paha biçilemezdi varlığın, bir ben sevmiştim teninin beyazınııı!! Sen varlığınıda satıp gittin...
Hani diyorum mutludur belki ama sen mutluluğu hakedemeyecek kadar büyük günah işleyerek gittin...
Diyorum, ''mutlu olsun hayalimizdeki gibi bensiz olsun ama melek gibi bi kızı olsun'' ama biliyorum olmayacak çünkü sen burdaki çocuğu daraağacına asıpta gittin...

İstesende dönemezsin ve artık istesemde DÖNME Çünkü sen kalbimin kanatlarını koparıp parmaklarının ucuna basarak gittin...

Yoooo! Aslında öyle çokta sessiz değildi gidişin...
Sen tüm dualara silah çekip, Geceyi inlete inlete gittin...