Sessiz film
Tartışmanın tam ortasında bir adım geri attı kadın.. Ellerini arkasında duran masaya dayayıp kararlı ama yorgun ve umutsuz bakışlarını adamın gözlerine dikip, sesiyle değil ama yabancılaşmış bakışlarıyla, tek bir geri adımıyla kilometrelerce uzaklaştığını hissettirdiği adamın öfkeyle bağırışlarını bastırırcasına; "biliyor musun" dedi.. Ve bir anda, yeryüzünde sadece mutfaktaki buzdolabının cılız hırıltısı varmış gibi bir sessizliğe büründü adamın dünyası.. Kadın, aynı bakışlarına ve sesine hüzünü de ekleyip devam etti; "sessiz film oynuyoruz gibiydi sanki ilişkimiz.. Sen hep aynı filmi anlattın.. Ve ben, sırf sen mutlu ol diye, daha anlatmaya başlamadan bile ezberlediğim ve bildiğim o filmin adını bulmaya çalışırmış gibi yaptım.. Hatta bazen bulamamış gibi.. O filmi hep sevdim.. Ama sen, en güzel yerinde uyuyakaldığın, sadece adını bildiğin bir filmi, bense, adını zorla ezberlettiğin ama uyurken başını yasladığın omzumdaki karıncalanmayı mutlu sonuna değişmediğim bir filmi sevdim..".. Kadının sözlerinin bitmesiyle, yeryüzü yine sadece buzdolabının hırıltısından ibaret bir sessizliğe bürünmüştü.. Ama artık adamın kulaklarını sağır edebilecek kadar büyüktü...