Sevda Kelebeğin Kanadın/da...
*Tanyeri ağarırken, çiğ taneleri üzerinden şavkını paylaştırdığı zamanlardan sesleniyorum sana.Güneşin, karanlıkla aydınlığın üzerine tüllendiğinde ? imkansız sevdamı? yolluyorum sana.Durgun suyun dibinden görünen beyaz çakıl taşların üzerine adını yazıp sana geliyorum.Ve bu sevda mektubunu kelebeğin kanadında sana yolluyorum.
*Dolunayda çığlık atan bir gecede sevdim seni. Görmesemde gülüşlerini, seher yapraklarını güneşe açan çiçeklerin yüreğinde bildim gözlerini.Sırtımı sıvası dökülmüş duvarlara yaslayıp seni anlatırım karanlıkla inatlaşan yıldızlara.Her sabah papatyanın ayak uçlarında, uykuya dalmış ceylanları kaldırıp onlarla nice selamlar yollarım sana.....
*Sakın kederlenme sen.Kozasından hayata gülümseyen kelebeğin, kirpiklerinde öğüttüm arsız acılarını.Çünkü sen, doğan güne ?umutla?uyanmalısın.Ne olur düşünme içinde kanattığın sancıları.Yüreğin irin toplasada ne olur ağlama.Ben, sen uyanmadan gül kokulu yağmurlarla yıkarım kanayan dudaklarını.Çünkü sen her nefes alışında ?baharları? solumalısın.
*Duası ıslak yarınlarda, aydınlık çocukların düşlerinde büyüttüm seni.Karakışlara sürgüledim dudaklarını acıyı süren ayazları.Kaç kez dualarıma kattım o narin yüreğini.Kaç kez iç geçirdim, alnımdan dudaklarıma yuvarlanan damlaların gözyaşı değil, senin gül kokulu terin olmasını bilemiyorum.Sen uyanmadan rüzgarı giyinip üzerime, nice uçurumları aştım saçlarına, iğde kokularını bırakmak için.Gelincik tarlalarının üzerinde gezinen çardak kuşlarının kirpikleriyle sildim, alnının terleyen çizgilerini...
*Beli kırık virgüllerle uzattım senli cümleleri.Susamış karanfillerin dudaklarına sundum ıslak kirpiklerini.Ve birazdan tüm şehir uyanacak.Kaldır üzerindeki hüznün ağır yorganını. Pencelerini aç ve hayatı solu bir an, ılık nefesinden bir yudumunu uzat şehrin titrek tenine.Yüreğinin sıcaklığını avuçlarından akıtıp yetim güvercinleri emzir terinle.(sevginle..ama yüreğinle...)
*Perdelerini güneşe aralayıp, aynalara gülümse.Karanlıklara ezilmiş bu topal şehir, senin varlığınla ayağa kalksın.Ve güneş ısıtmadan, karlı tepeleri memleketimin mahzun yüklü çocuklarına, sevdanın umutlarını uzat.Uzat ki yetim uçurtmalar karanlık göğü asıp ?vuslat? yağmurlarını getirsin. Kurak bozkırlara, sonsuz sevdalara...
Sana baharları getirirken!!!
Terlemiş yüreğimi,
ılık nefesinle kurula.
Sevdanın kundağına sarıp,
düşlerinde uyut beni.
Üşüyen tenimi,
nefesinin sıcaklığıyla sar.
Avuç içlerinde uyurken,
Gülüşlerinle öperek uyandır beni..!!
Öperek uyandır beni..!!!
19/03/2009
Denemenizi okuduğumda nasıl bu duyguları içinizde yeşil tuttuğunuzdan..... nasıl kelimelerle bu kadar net anlattığınıza... Düşündüm. Bu geçişleri, yani yürekten yada akıldan kağıda geçişleri yakalamanın özel bir zamanı olmalı.. Beli kırık virgüllerle uzattım senli cümleleri... ve daha bir çok tasvir zor yakalanır. Bu betimlemeler ve tasvirler nasıl farklı pencerelerden bakabildiğinize işaret ediyor olmalı.. Sevgiliyi ve onun önceliğini anlatan yazının aslında daha uzayıp gideceğini ''Beli kırık virgüllerle uzattım senli cümleleri'' diyere kbelirtmek gibi...