Sevda'msı Ömürler

bir sevdadan bir sevdaya, bir masaldan bir masala geçiyordu ömürlerimiz...yollar bitiyor, mevsimler geçiyor, sevdaların bıraktığı yara izleri geçmiyordu nedense...

kendimizce yazılar yazıyor çiziyor, düşünüyorduk ama kapanmayan yaralara merhem sadece düşünmekle geçmiyordu ele...

bilge kişi cevaplıyordu bu muğlak soruyu...
ve " zaman" diyordu kainatta herşey...sadece biraz "zaman"...

nice sevdalar, nice acılara karışıp gömülmemiş miydi şu karmakarışık toprağa?...ne evrelerden geçmiştik oysa bu yorgun kalplerle, bir tek sevdalardan geçememiştik işte..

sevda dile geldi o an;
benimle varılır dedi gerçeğe, benimle...benimle olgunlaşır gönüller, benimle sakinleşir nice fırtınalardan sonra...

sevdalar bir uçurum değildi o zaman..sonsuzluğun habercisiydi belki...yarımlar orada bekliyordu tamamlanmayı ve sevdalar sonsuzluğa gebeydi bir nevi...

sevdalı kişi dedi sonra;

nice yollar yürüdüm bu acıyla, nice kalplerden kovuldum...nice yolculuklardan geçtim de en son sevdalarda duruldum...sevdalı adam sustu sonra..bıraktı kendini uçsuzluğa..bilge kişi kayboldu o anda..soruyu soran da soru sorulan da sustu bir anda ..sırlar sevdanın acımtırak düğümlerinde çözülmeyi beklerken, sevda yolcusu güldü o an..

ben sevdayım dedi sonra sadece..sevda benim...
çözüldü bilmece o anda, sevdalar bir masal değildi aslında
çözülmeyi bekleyen bir bilmeceydi hayat gibi sevdalar da..

12 Eylül 2010 1-2 dakika 248 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Sancımızın derin boşluğuna gülüşlerimiz uğramaz ve hiçbir dal gözyaşıyla beslenmedikçe göklere ağmaz. Yollar birikince avuçlarımızda göklere çeviririz sevdalı bakışlarımızı, gönlümüzden geçen dilekler birikmedikçe yüreğimize dokunacak o aşk bize gelmez. Kutlarım.