Sevgi Kelebeği
sevgi kelebeğini kovalamakla geçti ömrüm hep tam yakaladığımı zannettiğim anlarda
ya bir kuş olup elimden uçuverdi yada bir balık olup okyanusun en derin yerine daldı bu
kelebek ,aylardır kanat çırpışını dahi duymadığım sevgi kelebeğinin avucuma konduğunu
hissediyorum bugünlerde ve siyah beyaz filmlerin cüneyt arkınını oynuyorum kendimce
beni asıl heyecanlandıran ise türkan şorayla değilde seninle paylaşmam başrolü alışılmışın
aksine..
senin yokluğunda küçük bir çocuk oluyorum bazen,gözlerinden ayışığı fışkıran ve inan
seni oyuncaklarım kadar çok seviyorum, bazense mahçup bir anadolu delikanlısı oluyorum
senin fizyolojik silüetinin herhangi bir eskişehir ortamına yansıması ihtimalini değerlendiriyorum
karanlık ve bir okadarda korkutucu sokak aralarında......en son yine kendim oluyorum galiba
sevdiğini bulamamış bir anadolu delikanlısı kadar mahcup,oyuncaklarınını kaybetmiş bir çocuk
kadar ağlamaklı...daha doğru bir tasvirle hayal gücünün sınırları senin yüzünün hatırda kalanın-
dan ibaret bir anadolu çocuğuyum işte...yokluğun bir iç isyan nedeni gönlümde bense donki-
şot misali elimde tahtadan kılıcım yüreğin demirden,sensizlikle savasıyorum kazanırsam kahra-
manım ölürsem senin uğruna..otoban kenarında bir elma yı ısıran karıncalardan biriyim belkide
yaşarsam senin tadında ölürsem yine senin uğruna...