Sevgi Ve Hoş Görü İle Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır
Vergi sistemimizde gelişmiş ülkelerinkine oranla toplanan vergilerin GSYH’ ya olan oranı çok düşük ve vergi gelirleri dolaysız vergiler yerine dolaylı vergilere dayanmaktadır. Bu nedenle vergi adaletinin sağlanamadığı açıktır.
Dolaysız vergiler gelirden bağımsız olarak harcamalara dayanmakta ve aslında vergi adaletini sağlamak istemeyen hükümetin tam da istediği bir vergileme sistemi olmaktadır. Dolaysız vergi zaten vergide adaletsizliğin başlı başına bir aracıdır. Asgari ücret ve hatta onun altında geliri olanlarla milyarları kazanan aynı vergiyi vermiş olmaktadır.
Oysa çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak hakka, hukuka uygun ve adaletlidir de. Ne yazık ki hükümetin bunu gözetmeyip vergiyi ücretli, işçi, üretici, köylü, çiftçi, memurdan alma gayretleri içinde olduğu gözlemlenmektedir.
Vergi sisteminin yalın, anlaşılabilir; vergi yasalarının genel hukuk kurallarına uygun olması ve vergi adaletin sağlaması gerekir.
Daha önce bir parça da olsa var olan ve bu hükümet tarafından uygulanmayan belge ve kayıt düzeni tüm yükümlü kişi ve kurumlar için zorunlu olmalı, vergi kayıp ve kaçakları önlenmeli, aşağı düzeylere çekilmelidir. Alışverişlerin belgelenmesinde aracı olan “bir alışveriş bir fiş” prensibine bağlı kalınmalıydı! İşyerlerinde görülebilir yerlere asılması zorunlu vergi levhalarının yeniden asılması uygulamalarına geri dönülmelidir. Tüketici alışveriş ettiği şirketin vergi verip vermediği, ne kadar vergi verdiği konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Bu şekilde vergi kayıp ve kaçakları azaltılabilir. Vergide gizliliği teşvik eden, vergi sistemini bozan düzenlemeler kaldırılmalıdır.
Şirket, kurum, kuruluşların verdiği vergiler basın yayın organları ile halka, ilgililere duyurulmalıdır. Vergi mahremiyeti yanlışının arkasına saklanılmamalıdır. Günümüzde dünya çapında devletten ihale alan ilk üç şirket arasında yer alan Türk şirketlerin vergi sıralamasında yer almadıkları esefle izlenmektedir.
Şu sıralar hükümetin vergi dışı bıraktığı pırlanta gibi bazı gelir kalemleri ve varlığa dayalı yeni vergiler yeniden ihdas edilmelidir.
Vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçları ile sıkı mücadele edilmelidir. Bunun için vergi ziyaı cezası veya usulsüzlüklere ilişkin 213 sayılı VUK’ nun 344, 359, 360. madde hükümlerinin eksiksiz uygulanması, gerekiyorsa bu maddelerin yeniden gözden geçirilerek günümüz koşullarına uygun duruma getirilmelerinin sağlanması gerekmektedir. Sık sık getirilen aflarla vergi verenler cezalandırılmamalı. Zaten vergi ödemeyenler de ödüllendirilmemelidir.
Bu güne dek hükümet 7-8 kez vergide ve borç ödemelerinde yapılandırmaya gitmiştir. Her yapılandırmada yapılandırmaya girenlerin kazançlı çıkmasına karşın, yapılandırma dışı kalanlar bundan mahrum bırakılmışlardır.
Hele bir de özellikle yandaş holdingler başta olmak üzere büyük holdinglerin vergilerinin sıfırlanması, büyük oranlarda indirime tabi tutulması büyük haksızlık, adaletsizlik ve hukuksuzluklara neden olmaktadır. Bu da hükümetin güvenilirliğini yok etmektedir. Halkın değil, bir avuç yandaşın, büyük kurum ve kuruluşların yani varlıklının hükümeti olduğunu ortaya koymaktadır.
Bütün bu yanlış uygulamalar, haksız rekabetin de kaynağını oluşturmaktadır. Dolayısı ile gelir adaletini bozmaktadır. Bir kez bozulan ayar kolay kolay da düzeltilemez! Kuruluş ayarları ile oynanmamalı, dengeler bozulmamalıdır.
Emeğin en yüce değer olduğu unutulmayıp, zaten açlık, sefillik ve yokluk çekmekte olan emekçi kesim korunup, kollanmalıdır. Artı değer birilerine peşkeş çekilmeyip, kalkınmanın temel taşı olarak kullanılmalıdır.
Ödenen vergilerin hükümet tarafından harcanması ise çeşitli yol ve yöntemlerle sıkı denetimlere tabi tutulmalıdır. Sayıştay denetimleri halkın gözünden kaçırılmamalı, gereği yapılmalıdır. TBMM denetimleri işlevsiz kılınmıştır ve yeniden ve etkin bir şekilde işleme konmalıdır. Bu aynı zamanda halka hizmet ve değerlendirmelerine saygı anlamına gelir.
Hükümetin bu güne dek 200 kez gibi rakamlarda İhale Yasası’ nı değiştirmesi ise gelir dağıtımında kayırma, kollama ve vergi gelirleri ile hovardalık yapılmaktadır fikrini zihinlere kazımaktadır. Adeta ada teslim ihaleler, ahlakın da çürümüşlüğünü göstermez mi!?
“Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” sözü herkesin zihinlerine kazınmalıdır. Bu da sevgi ve hoş görü ile olasıdır.