Sevilmeyi Bilmemek

Bizim memlekette yüzülen hayvan derilerini işleyip, onları kullanabilir hale getiren ustalara hallaç denir. İşte bu hallaçlar, en beğendiği, ona bir şeyler kazandıracak olan, en çok sevdiği deriyi yerden yere vururmuş.


Sevgi ve sevgili arasındaki ilişki de sanırım böyle. Eğer birini seviyorsanız, çok seviyorsanız, hele bunu ona kabul ettirdiyseniz yandınız. Çünkü sevgili hallaç gibidir. Yerden yere vurulacak, acı çekeceksiniz demektir. Nasılsa onu seviyorsunuz. Acı çekmeyi hak ettiniz anlamındadır bu. Sakın ola tek o olduğunu hissettirmeyin yüreğinizde. Her an başkaları olabilecek pozisyonda bekletin kendinizi.


Evli bekâr fark etmez. Bana göre acı çekmemenin tek yolu bu. Duruşunuzu bu şekilde ayarlayamamışsanız, acıya hazırlıklı olmanız gerekiyor. Çünkü nazlanmalar, uzaklaşır gibi görünmeler, kıskandırma gayretleri, ne olduğunu kendisinin bile bilemediği arayışlar, aldatmalar sizi üzmek için ilk başvurulan yöntemlerdir. İsteyerek mi yapılır, alışkanlıklar mıdır, o insanın psikolojik olarak tatmin olma duygusundan mıdır bilinmez.


Aslında insanımız sevilmeyi bilmiyor. Sevgiye sevgiyle karşılık vermeyi bilmiyor. Seviliyorsa, cepte hazır para gibi görülür. Ben ne yaparsam yapayım, beni seviyor ya affeder, o zaman kedinin fareyle oynadığı gibi oynayayım, sınayayım, deneyeyim... düşünceleri galip gelir. Sebep bu bence. Tabi genel olarak söylüyorum. İstisnalar kaideyi bozmaz, bilirim.


Dedim ya biz sevmeyi bilen, ama sevilmeyi bilmeyen bir toplumun fertleriyiz. Sevdik mi tam severiz. Lakin sevildik mi tam sevilmemek için her türlü gayreti gösteririz. İşin ilginç tarafı bu.


Oysa, sevilmek, sevilmeyi yaşamak sevmekten belki daha güzel bir duygu. Biz o duygudan kaçmayı tercih ederiz. Sevileyim ama sevmeyeyim. Oysa sevginin devamlılığı sevilmeye bağlıdır. Bir zaman sevilmeden seversiniz kabul. Ama her zaman sevilmeden sevmeniz mümkün değil.


Sevilmeyi bilmek ne demektir bir de bu tarafı var işin. Çok basit aslında, aldığınız kadarını iade etmektir. Seni seviyorum cümlesini tekrarlamak sevilmeyi bilmek demek değildir. Bunu davranışlarınızla gösterirsiniz ancak. Hep sizinle mi olmak istiyor, siz de hep onunla olmak istersiniz mesela. Gülümsemeniz hoşuna gidiyorsa gülümsersiniz, esirgemezsiniz. Sizinle sohbet etmek mi hoşuna gidiyor, sohbet edersiniz. Yalanı sevmez mi, yalan söylemezsiniz... Bunun gibi sevenin memnun olacağı şeyleri yaparak sevilirsiniz. Sevilmeyi bilmek budur.

Ama bizler bu tarafını düşünmeyiz. Sıkılacağımızı zannederiz. Bir elimiz bizi sevendeyken diğer elimiz başka taraflara uzanır, bir gözümüzle seveni takip ederken diğer gözümüz etrafı tarar.


Yaşadıklarınızı yahut yaşattıklarınızı düşünün, bana hak vereceksiniz.
Bu, gönül ilişkilerindeki tek problemdir bence. Tabi ki her problemin bir çözümü vardır. Bunun da çözümü, tabi bana göre, ne kadar çok severseniz sevin, bunun ancak bir kısmını gösterin. Sevginizin tamamını göstermeyin. Hep noksan gösterin sevginizi. Bir adım yaklaşın bir adım uzaklaşın. Böylelikle sizi yaklaştırma gayreti içinde olacağından, hallaç olmaya fırsat bulamayacaktır.

Yüreğinizi çıkarıp avuçlarına verdiyseniz yandınız. Hazır olun henüz acı çekmeye başlamadıysanız. Dilemiyorum ama çekeceksiniz.

Sevilmeyi bilmenizi ve sevilmenizi diliyorum.

24 Haziran 2011 2-3 dakika 14 denemesi var.
Yorumlar