Seviyorum Seni / Seni Seviyorum
Doğru ya da Yanlış, Seviyorum Seni...
Matematik değil ki bu; böleyim, çarpıp, çıkarayım ya da eksileri ve artıları toplayayım... Hesap yapmadan, yazmadan, kitapsız seviyorum Seni.... Aynı, bir çizgi de değil, zaman zaman çoğalan bir Sevgi'yle Seviyorum Seni... Akşamüstleri en çok karanlık çıkınca geliyorsun.. En çok o hüzünlü halimi seviyorsun.
Her şeyin adını yanlış bileyim ben, Seni de yanlış yanlış seveyim. Doğru bildiğimiz her şey birer birer yanlışlaşırken ben yine Seviyorum Seni.. ters halini, düz halini, her halini... Doğru ya da yanlış halini. Ben Seni Sen olduğun için seviyorum. Artık her ne isen.. Ve her ne isen; O olurum Seninle... O kadar işte gevşeğim Sana... Çocukken her şekle soktuğumuz, renkli oyun hamurları var ya, işte ben karşında tam da öyleyim.
Herkesi bilinmez yapacak kadar, herkesi doldurup bir çukura atacak kadar ve herkesin yüzünü bile hatırlamayacak kadar sildim her şeyi... Bir Sen varsın hafızamda.
Varlığımız yan yana olmaktan bile daha gerçek !
O kadar gerçeğiz ki, sıcaklığını yaşıyorum hala içimde. buradasın gibi hep, hep elimi tutuyorsun gibi, hiç bırakmamıştın yanımdayken, şimdi ayrı kaldığımız için mi? Doyamazdık ki zaten. Ne kadar Seninle olursam olayım doyamayacağımı biliyorum, boşa bir çaba ...
Adın hep dilimde, hiç bitmeyen, tatlı, kırmızı bir akide şekeri. Hep Ruhum'a akıyor Adı'n... Kalbimde besleniyor Sevgim.. Kalbim bedenimde attıkça hep Seni Seveceğim. Seni bulduğumda, tüm yalnızlıklarımı bir kenara bıraktım, hırslarımı, sevinçlerimi, üzüntülerimi terk ettim. Sen varsın artık. Kırgınlıklarımı dönüşü olmayan çukurlara bıraktım. Kıran şeyleri de, artık Senden başka bir şey kıramaz beni. Yanımda olmasan da şuan, elimi tutamasan da varlığın yanımda olmandan daha gerçek. Kim yakalayabilir ki bunu?
Tek istediğim ölümsüz olmak Seninle, Bizim sevgimiz var oldukça ölümsüz olacağız. Ruh'larımız ayrılsa da bu dünya'dan, Gökyüzüne, Bedenlerimiz çürüse de, bu yaşadıklarımız hep var olacak, Varlığımız gibi...
Ruhum aklandı sanki Seninle... Hırpalanmıştı sen gelene kadar, belki de beklemekten seni. Varlığını biliyordum, bu dünya da kavuşmayı o kadar istemiştim ki, bir o kadar da beklemiştim ki, artık inanmıyordum geleceğine. Sen yaşadığım her şeyin acısını çıkarırcasına bir Ödül'sün bana ve ben en çok bu yüzden seviyorum Seni... Seni kendime benzetiyorum... Bana benzediğin için, bu kirli gri dünya'da yalnız olmadığım için ne kadar mutluyum bilemezsin.
Tek korkum; Sana kendimi anlatamamak, ki ben ömrüm yettikçe anlatmaya çalışacağım kendimi, içimdeki büyük Aşkı, ama anlatamazsam, yetmezse sana anlattıklarım, sustuklarım fazla gelirse sana, o zaman ümitsiz olurum işte ben. Senden öyle ümitliyim ki oysa, Önceden Ümit demek, Umut demek düşmandı benim için... Şimdi korkmuyorum, ümit etmekten. Senden korkmuyorum. Bağlanabildiğim kadar bağlanıyorum, Gücümün yettiğinden çok Seviyorum Seni... Boyumdan büyük Seviyorum Seni... Kendim küçük kalırdı çünkü sevmeye, yetmezdi ki Sana, Sen hep daha çok sevilmelisin. Hep çok sevilmelisin.. Hep en çok sevmeliyim...
Sana yazdıklarım az gelir, az kalır hissettiklerimin yanında, bir okyanus düşün içimdeki Aşk'ı, bu yazdıklarımı da okyanusta bir damla kadar düşün. Yazacaklarım bitmez...
Hastalıksız yaşayamıyor muyum ben? Şimdi de Sana mı bağımlı oldum? Ama şikayetçi değilim ki, Hastalığımda Sensin, Şifa'mda... Başka ilaçlar gibi acıtmıyorsun canımı... Hücrelerime kadar hissederken Seni, damarlarımdan geçmene gerek yok çünkü... Hastalık derecesinde Seviyorum Seni... Büyüne tutsak olmayı bile seviyorum. Sen de kalmayı, Seninle her şeyi seviyorum.
Seni Seviyorum...
Seviyorum Seni...
Sekiz Mart İki Bin On İki - 17:00