Şevval'den Önce
-Özlemekse seni, adına Şevval'den önce demek kalır bana sevgili...
Yine göklere sarmal o nevroz ateşlerinde bedenim. Yanmalardayım, tenim üryan. Her yan kül, her yan duman. Gökkube de puslu bir zaman. Susmakta A/Su.
- Hazar'ın bana aç, deli mavisindeyim kulaçlarım sensizliğe...
Acılar çekiyorum ardın sıra hiç tüketemediğim. Yüreğimin mihri dediğim acılar.
Sen sevgili nasıl da nazlandırırdın, nasıl da kıyamazdın ya bana. Bir an olsun yüzüm solsa, dünyaları yıkardın. Yakardın ne varsa dünden arta, acı anılardan geriye ne kaldıysa siler geçerdin yar.
-Ya ben o en zorlarda sende kalamadım, dahası yanında bile olamadım sevgili. İki laf edip bu da benden sana teselli bile diyemedim. Bağışla aşkım. Âlemin bir başka devrindeydim aklıma takılı neler yoktu ki. Kim bilir belki bir başka zaman, bir başka mekân ve yine biz...
Bağışla yar ne yazık ki saçlarımın tellerini yolar gibi yolup canımdan sana biraz can katamadım, şimdi nafile dövünmelerdeyim. Amma değişir miydi ki kader denen bu haset yazgı / kem yazgı
?Ola ki gelseydim sevgili / gelmeliydim Şevval/den önce.
Şevval/den Önce
Ay / fer' ini tüketse de gecenin en zift karasında
Sakın değmesin keyfine hiçbir keder hiçbir elem
Gökkubbe den yaprak dökümüne uğrasa da yıldızlar
Kör bir kuyuda dibe vursa da kurtuluş hayallerin
Ve uzanıp ta tutamasan o buz mavi umutları yar
Senli zamanlarım senli rüyalarda kaldı desen de
Bil ki sevgili ölüm olur ayrılığımızın diğer ismi
Yaşamak sensizliği dayanabilmektir imkânsıza
O halde bekle sevgili bekle beni şevvalden önce
Libassız bir mum ışığı olur yine aydınlatırım seni