Sıdıka Platin

Ülkemizde kadın ve çocuk haklarıyla ilgilenen bir avuç duyarlı insanın dışında, bu isim toplumun ezici çoğunluğu için hiçbir şey ifade etmiyor. Maalesef!
O, toplumumuzda ezilen, sömürülen, her Allahın günü kocasından işkence gören, işkencecisi ve hatta potansiyel katili ile yaşamak zorunda bırakılan, doğulu bir kadın, güzel gözlü erkek çocukları olan bir anne.
Sıdıka Platin, sistematik olarak yediği dayakların birinden sonra, üstüne üstlük kulağı da kocası olacak, insan diyemeyeceğim canavar tarafından kesilince, hastahaneye ve yargıya düşen zavallı, korunmaya muhtaç bir kadın.
Türkçe bilmiyor, okuma-yazması yok. Korku dolu gözlerle işkencecisine bakıyor sadece.
İşkencecisi evdeki kölenin yokluğunda bayağı bir zorlanmış olmalı ki, mahkemede yalvar yakar, karısına bir daha dayak atmayacağı üzerine hakimlere verdiği sözler sonucu, muhtemelen başlık parası ödeyerek satın aldığı kölesini alıp, ev yolunda uzaklaşıyor.
Zalim sadist bir adam, güzeller güzeli bir erkek çocuğu ve çaresiz, kimse sahip çıkmadığı için, ayakları geri geri giderek evine dönmek zorunda kalan genç, ayağı aksayan bir kadın silüeti, karanlık caddede evlerine giden yolda uzaklaşıyorlar.
Ne Sıdıka'nın, ne de ezilen, zalim töreler sonucu en yakın akrabaları tarafından öldürülen, ya da karanlık bodrumlarda aç bırakılarak, intihar etmeğe zorlanan genç kız ve kadınların haklarını savunan, kimse yok.
Özellikle, bölge halkını temsil ettiğini iddia eden, DTP nin hiç olmazsa kadın milletvekillerinden birinin olsun ağzından, Sıdıka'nın ve onun gibi kadınların adını duydunuz mu?
Ne gezer, onlar için varsa, yoksa örgüt savunmanlığı ve siyaset, Ekonomik, toplumsal ve sosyal sorunlara duyarlılık notu sıfır.
Bu insanlar toplumun değil, malum şahsın milletvekilleri. Ülke genelinde ve özellikle doğu bölgelerimizde kadının ve çocuğun sosyal konumu ve hakları çok kötü.
Herşeyden önce, taaa ortaçağdan kalan feodal yapı, yani ağalık düzeni ortadan kalkmadıkça, eğitim ve kültür düzeyi yükseltilip, berdel, başlık parası, beşik kertmesi, kumalık sistemi gibi toplumsal hatalar ve ekonomik koşullar düzeltilmedikçe, gerçek , uzun ömürlü bir açılımın gerçekleşmesi olası mı sizce?

10 Aralık 2009 2-3 dakika 138 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    Severek ugradigim bu sayfada yine duyarli bir konuya rastladim.Cok haklisiniz tabiki,bugün avrupa ülkelerinde insan hak ve hukuklari daha ilk ögretimde alirken,bizim ülkemizde hak hukuk sormak tuaf.Adimlerimizi ileri atacagimiza geriye atiyoruz nedense.O kadar sevdigim ülkede,yasabilirmisin diye sorsalar inanin korkarim derdim.Ne kadar aciki bugün canim ülke sadece egitimsizligin kurbani.Kaleminiz daim olsun saygilarimla.

  • 15 yıl önce

    Bugün okuduğum haberi aktarıyorum. Ülkemizde kadının durumunu özetliyor.

    Dünyada erkeğin ortalama ömrünün kadından fazla olduğu yalnızca 20 ülke bulunuyor. Türkiye, erkeklerin ortalama yaşam süresinin kadınlardan fazla olduğu ülkelerin başında ilk sırada yer alıyor.