Sigara Paketi
paketin on ikinci sigarasını bir ilk yardım materyali gibi çıkarıp, artık gazının yeniden dolma vakti geldiği çakmağımla yaktım. çektim; bir fırt, iki fırt, üç ve dört... soluk borusundan akciğerime naklettiğim zehrin her molekülünde, damarlarımda akan hayalini öldürme amacı ve ne acı; an itibariyle 8.765.812 saat 77 dakika oldu, yani 365 gün, yani 12 ay, yani 52 hafta, yani 1 yıl, yani çok defa ölmek. yani özetlersek; şans denen illetin bir kez dahi yüzüme gülmediği şu hayat oyununda zan ettim ki sen benim ödülümsün; yanılmışım, meğerse sen benim öldüğümsün.
paketin on birinci sigarasını, isminin soy adınla oluşturduğu izahsız bütünleşmenin temeli olan o 11 harfi boğazıma düğümleyerek yaktım. çektim; bir, iki, üç ve dört fırt... damarlarımdaki sen daha da güçlenip bütün hücrelerimi fethediyor ve ben baştan aşağı seni yaşıyorum; kendimi öldürerek... ve idama çarptırılmış bir dilsiz gibi, son isteğimi ifade etme telaşıyla "gittiğim her yerde seni seveceğim" diyememenin hezeyanını iliklerime işleyip, yine sana ölüyorum. oysa susulacak gibi değilsin, lakin ne desem içimde kalıyor.
paketin onuncu sigarası... yani paketin kalan yarısının ilk sigarası, yani biraz... biraz sanki... sanki benim gibi bir şey; senden sonra kalan bir ömrün kanayan yarası ve yarım bırakılmış her şeyin en somut imgesi, tutuşup küllenecek bir şey gibi işte. neyse, onu da yaktım ve çektim içime; içimde sen, içinde ben. biliyorum; hiçim...
paketin dokuzuncu sigarasını, az önce demlediğim çayın ilk bardağıyla görkemli bir tören düzenleyerek içime gömüyorum; protokolde hayalin. resmi bir nizama sokup acılarımı, seni yüreğime yurt edindiğim günden beri ölen bütün duygularım için "vatan sağ olsun" diyorum. sağ ol.
paketin sekizinci sigarasını yakmamın seninle bir ilgisi yok, olay tamamiyle kişisel; yani gözlerim.. neyse, inanmazsın sen buna da.
paketin yedinci, altıncı, beşinci, dördüncü, üçüncü ve ikinci sigaraları da nihayetinde gecenin ilerleyen saatleri içerisinde kül tablasındaki yerlerini aldı. işini özenle yapan bir sanatçı gibi, titizlikle hepsini akciğerime boyadım; kokunu nefesimle taşırken oraya çizdiğim bütün resimleri kapatmak için. neyse, unutmalıyım.
ve son sigara. bilirsin, paylaşılmaz. bu noktada artık susuyorum, çünkü anlayacağını düşünmüyorum, çünkü biliyorum, çünkü çok yaşattın;
"ben susup içime çektim söyleyemediklerimi,
seninse gördüğün sadece sigara içen birisi"ydi..
buydu olayın özeti.