Şiir Deyince
Coşkun ırmakların aklıma vurduğu, derin sevdaların koşuşturulduğu, göz yaşlarındaki muzipliğe arayışların tutunduğu halsiz ve bitap bir haldeyim. Ezip geçilen gelecek hayallerimi anlattığım şiir basamaklarımı onar onar çıkmaya çabalarken birden düşmemek adına her defasında daha çok şey katar oldum yazdıklarıma. Bir hasar görmemek niyetiyle titiz ve özenle hazırladığım şiirlerime bir karalık bulaşmasın diye titizliğime titizlik, özenlerime bir kez daha özen katmaya çabalıyorum.
Biliyorum, her insan böyledir. Yazdığı bir şiirin beğenilmesi o kadar önemli olur ki o insan için, bir kuytuluğa düşmemek için bütün önlemleri alır. Kendinden katabileceği her şeyi katar, elinden gelen bütün duyguları karıştırıp şiirin içine sunar ki, takdire şayan bir eser vermiş olsun. Korkar belki de beğenilmemekten, ondandır bu çabası; ondandır bu büyük tedirginliği. Haksızlığa uğratmak istemez şiirini, başının tacı eder.
Bu insan herkes olabilir. Sonuçta şiir yazmak herkese mahsustur. Sonuçları da herkesten çok yazan kişiyi alakadar eder. Elbette kişi ne duyguda yaşıyorsa, fazlasıyla bu duyguyla yazar şiirlerini. İnce eleyip sık dokumakla ortaya bir ahenk çıkar. Yapısı ona göredir, ölçüsü, konusu tamamen o insanın yaşadığı, içinde bulunduğu duyguya göre belirlenir. Bazen sert çıkışları vardır şiirlerin, bazen sitemi, bazense yalnızlığın en büyük kanıtıdır şiirler. Ayrılık temadır çoğu şiirde. Acı çeken çoğu insan gibi, ben de çoğu zaman ayrılığı ve acıyı işlemişimdir şiirlerimde. Belki kaçış noktası budur şiir yazmanın, yoğun duygularla için bezenmelidir ki, yazdığın şiirine de bu yansısın.
Veya aşktır ele geçiren şiiri. İnsan aşkının alev noktalarını belirlemek için alır eline kalemi, aynı Necip Fazıl gibi;
Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!
Haykırmadıklarımızı yazarız bazen şiirlerimizde. Bazende suskunluğumuzdan coşar kalemimiz, içlerin derin kıyılarına teptiklerimiz bocalatır ruhumuzu, tek kaçış noktası şiir yazmaktır. Yazarız; aşık olur yine yazarız; ayrılığı tadar yine yazarız; acı çeker yine yazarız... Aslında şiir bizim vazgeçilmez bir tutkumuz, duygu aşırılığımızdır. Boşluklara düştüğümüzde, yanımızda olan sadece şiirlerimizdir. Duygularımızı yumaklar yumaklar salarız şiirin içine, boğuluruz kelimelerin kifayetsizliğinde ve bakarız ki ayrılıkmış, acıymış, aşkmış hepsi şiirimizin birer kahramanı olmuş. Ne garip değil mi?...
Ruhumuzun derinliklerinde kalmış tutkularımızı, coşkularımızı, kırgınlıklarımızı yazarız bazen şiirlerimizde. Bangır bangır bağırırız şiirlerde insanların yüzüne karşı birebir söyleyemediklerimizi. Güzel bir denemeydi her ne kadar çok öncede yazılmış olsa heder olmasına gönlümüz razı olmadı ki zaten Filiz her zaman takdir ettiğim genç ve ümit vaat eden kalemlerden. Kutluyorum gönülden...👍
Çok teşekkür ederim Ahmet Hoca'm..
Sevgilerimle...
🙂