Şiir Paylaşımında Medeni Cesaret
Şiir asan ancak, diğer üyelerin şiirlerine uğramayan bir üye kitlesine dâhil olmaktan, tek yönlü paylaşımcıya dönüşmekten korkarım hep.
Aslında böylesi olumsuzlukları ilk dillendirenin konumuna bakılarak, şu karşılık akla gelir: yani bu, bir kişisellik midir? Hiç kaygılanmayınız, çünkü şahsıma zaten yazılmaz sıradan bir paylaşımcının hak ettiği gibi. Oysa şiir siteleri, karşılıklı paylaşım yeri olarak tescillenmeliydi.
Örneğin; şu anki yorumsuz konumunuzu düşünün: diğer paylaşımlara (+) veya (-) yönde bir karşılık vermediğiniz içindir bu durumunuz; şiirinizin iyi olmadığına bir işaret için asla değil.
Öte yandan hergün, 'editörler yazar, bizler geliriz, konuk oluruz, şiir asar gideriz' denildiğinde; onların da bir 'yorum yazma makinesi' olmadığını, diğer üyelerin de ev sahibi olmadıklarını düşünmek mümkün müdür? Ki onlar, makine olsalardı; mekanik sesleriyle, askıdaki o şiirlerinize epeyce donuk bakarlardı zaten.
Oysa her şiir, nice duygusal, epik dimağlarla yazılır; onlara yazılan her harfin irdeleyici düzeyde olması için bir mesai harcanması gerekir. Yani emek verilen her şiir, saygı duyulduğunu hissettiren sözlerle karşılanmalıdır sayfasında. Ancak bu denli bir mesai, hiçbir editörün tekelinde değildir; bu kadar bir zamanı ayırması da mümkün değildir. Yani paylaşıcı bir kitlenin işbirliğinde ancak başarılabilecek bir ortaklıktır; imecedir!
Bir şiire karşı beğenisizliği belirtmenin, uygarca bir davranış olduğunu; paylaşım yapmakta olan her birimiz, uzun yaşam deneyimlerinden sağdığı halde, halen bundan kaçınmayı nasıl açıklayabiliriz ki?
Sanat denemelerini sınama amacını taşıyan bu askılar; resim yaptığında hevesi kırılacak bir çocuğunkiyle kıyaslanabilir mi? Bir hırs, hevesle denk olur mu hiç?
Şairin kişiliğini, sanat işçiliği ile aynı kefeye koymak, sosyal davranış tarzı mıdır? Yahut böyle olduğunu düşünmek mümkün müdür?
Artık, dostlarınızı medenî cesarete davet edin lütfen! Onları, kendi yapay ürünlerinden koruyup, yahut 'algıladığım budur, sayın dostum' demenin zamanıdır! Başkasıyla tartışma yaparken, kendi gelişiminizin durmadığına tanık olmanın da...
Hülâsa, askı paylaşımını aşan bir yorum paylaşımı yoksa; zaten bir şiir sitesinin sosyalliğinden / sanat okulu olmasından / şiir atölyesine dönüşmesinden değil, sadece ?tek yönlü yayın yapan' bir kâğıt tomarından söz etmiş oluruz. Sonuçta askılarla dolan bir şiir sitesinin hareketli ortamının, bu yolla başka bir şeye benzemeyeceğini de üzülerek göreceğiz, maâlesef!
Nice yoruma, selamla.
(I)
Şiirlere eleştiri yazmak ya da yazmamak. Bunun için kimseyi kınayamayız. Çoğu kişinin eleştirisi şu noktada olmaktadır. Edebiyat sitelerinde sizin kritik yazdığınız kişiler de size kritik yazmaktadır doğru mu? Kısmen doğru diyelim yani ''Körler sağırlar birbirini ağırlar''durumları. Sitemizde de bir şiiri enine boyuna eleştirebilecek bilgi ve edebi birikime sahip insan sayısı belki de iki elin parmaklarını geçmez. Bir de şunu göz önünde bulundurmak lazım. Eserlerini ve kurgularını soyut şiir olarak şekillendiren şairler de var, somut şiir anlayışını benimseyen şairlerde var. Dolayısı ile aynı doğrultu üzerine şiirler yazanlar birbirlerinin şiirlerine daha çok uğramakta daha sık kritik yazmaktadırlar. Baştan benimde başvurduğum ve sonra terk ettiğim kopyala yapıştır türü yorumlar çok da fazla edebiyata katkı sağlamaz kanısındayım. Kanımca en akılcı yorumlarını gözlemlediğim başta Işın Hoca ve devamında Ramazan Topoğlu, Çetin Örnek ve sayın Mustafa Özçiçek ilk aklıma gelen isimlerdir. İnsanlar Şiirkoliğe geldikten sonra ve belli bir müddet geçtikten sonra ki durumlarını bir gözden geçirmelidirler. İğneyi başkasına çuvaldızı kendilerine batırmalıdırlar...
(II)
Önemli olan şu olmamalı hiç bir zaman. ''Ne kadar çok şiirim varsa o kadar iyi şairim'' bu düşünceyi sıkı bir şair kendini aşmış bir şair hiç bir zaman aklına getirmemeli. Sitemizde hiç bir şiire eleştiri yazmayan çok iyi şairler olduğu gibi, kendine yapılan yorumları karşılıksız bırakmayan yine çok iyi hececi ve serbestçi şairlerde var. Siz de bilirsiniz ki geçmişte bir çok şair ve o çok tanınmış şiirleri yıllar sonra dillere pelesenk olmuş ve ruhlara gönüllere kazınmıştır. Bir de sitemizde çok genç bu işe yeni başlamış değerli kardeşlerimizde var. Onların içindende ileride bu sanata damga vuracaklar çıkacaktır mutlaka. Ben hep şunu diyorum siteye girdiğinizde ilk yazdıklarınıza bir bakın objektif olarak sonrada son günlerde yazdıklarınıza bir bakın aradan bir iki sene geçince. Gelişmenizi kendinizde sezersiniz. Bir de bakıyorum çok kısa şiirler yazanlar var. Bence bunların yazımı çok kolaydır, yazılmasın demiyorum ama az yazılsın. Daha uzun daha emek isteyen şiiirler ile uğraşsın istiyorum şair arkadaşlarım. Özetle güzel bir deneme olmuş Orhan bey katkılarından dolayı teşekkürler diyelim gönülden...👍😙👍
(I) bu yazıma karşılık olarak bir dost: "bence şiirlere yorum yapmak güzel fakat bazıları yorum yapmayabilir bu bir düğünde oyuna kalkmamak gibi ama o şahıs oynamak istemiyor diye düğünleri sevmiyor anlamına gelmez!" diyor. .. O zaman bunu ele alıp , bir düşünelim:
evet, düğünlerde hep başkaları oynasın isteriz... düğünün organizasyonu birilerinin üstlenmesini, pişekârının da bir başkası olmasını, ... o düğünde kendimize iş düşürülmeyen, hata payımız olmayan, baş köşede taltif edilen, köyün ileri gelenlerinden bir konuk olmak da en güzelidir elbette; ki bunu; şahsen ben de severim :) iyi de, öte yandan bu düğün; düğün (ev) sahibinin oynamasıyla mı olacak?
şu şairin dediğine bir bakalım: "her şey yaşayarak öğrenilirmiş anlatılarak değil";
yaşayarak öğrenmek; kendi şiir gelişimiz için doğru olabilir. ancak paylaşımlı ortamlar için farklı düzeylerdeki dostlarla sanat iletişimine geçmeniz, tekillikten çoğulluğa atlamanız zorunlu gözüküyor. yani öğrendiklerinizi paylaşmak; geri bildirimlerden de yararlanıp, daha ileriye gitmek.. bugüne dek aktif olan hangi interaktif bir paylaşımcı; katkı içeren geri bildirimlerden yararlanmadığını ileri sürebilir? .......
II) öte yandan yaşayarak öğrenmenin bir parçası değil midir; uygulamalı bir şiir okulundakiler; şiirler bir uygulama değil midir? üstelik anlatılanı dinlemeyecek isek, neden sizin şiirlerinizi de okuyalım ki! o zaman gücü yeten, yollara düşsün, aynı acıları tatsın; işkencelere mâruz kalsın! herkes sıfırdan başlasın, şiirde sanat ilerlemesin; şiir, sönsün!
şiir sitemiz, sizin de değerli şiirlerle katkıda bulunduğunuz üzere, hit şiirler yayınlayan ve hiç yorum yazılmadan okunup ayrılınan bir site değil.. yani, size birilerinin (diğer üyelerin) birşeyler yazması için, sizin de onlara yazmanız gerekiyor; haydin kaleme davranın! Ünlü bir dergi; şiirleri yayınlar, herkes almak ister, o da satar; kimseden de yorum beklenmez.
Çok teşekkürler sayın Zeytinci; yazıdan sonra dahasını da düşündürüyorsunuz. Selamla..
(III) Orson Welles'in ses tonunu, niçin çok sevdiğimi bilseniz; içinde tecrübenin bariton'unu /bas'ını barındırıyor çünkü. Çoğu kişi onun şarkısındaki fizyolojiyi, çınar ağacındaki yaş halkaları zanneder. "Şarkısının sözleri; 'Ben gençliğin ne demek olduğunu çok iyi bilirim; ama sen, yaşlılığın ne demek olduğunu bilemezsin' adlı şarkısıyla klasikler arasına yerleşmiştir." (Alıntı)
Nice paylaşıma, selamla... 😙