Şiirkolik'in Fotoğrafa Şiir Yazma Yarışması

SUNUM



Şiir Zamanı sitemiz kardeş Şiirkolik, Fotoğrafa Şiir Yazma yarışması geleneğini sürdürüyor. Elektronik edebiyat alanında bütün eserlere görsel katkılarla zenginlik katan, konunun özüyle bağdaşık resimlerin işlevini yadsımak olası değil. Anlamı geliştiren, çoğaltan etki yönünden şiirin içeriğiyle senkronize olan desenler, resimler, çeşitli görsellikler elektronik edebiyat alanlarının büyük avantajı.

Şiirkolik'in FOTOĞRAFA ŞİİR YAZMA YARIŞMASI da takdir uyandıran organize edebi yaratıcılık için oldukça keyifli bir güzellik.

Işın Ergüney bu yılki fotofrafı Behiç GÜNALAN'ın Penceredeki Kız adlı eserini seçmiş. Fotoğraf sanatını şiir sanatını ile birleştiren bu dayanışmada her iki alanın temsilcilerine saygı olarak bizler de fotoğraf için düşündüklerimizi söyleyelim istedik.


FOTOĞRAF BETİMİ

Söz konusu fotoğrafı http://www.siirkolik.net/forumlar-4308-bir-fotografa-siir-yazmak-20161.html linkinde izleyebiliriz.



Kot ceketli, esmer görünüşlü, esmer hüzünlü kadın, pürtüklü taş yapılı evin ahşap doğramalı penceresinden içeriye mi bakıyor, yoksa pencereden dışarıya mı bakıyor? Verilere göre büyük olasılıkla taş yapılı evin karanlık odasından dışarı bakar gibi olmasına rağmen, ruhu başka diyarlarda gezinmektedir.



Saat odanın içine dönükse kadın dışarıdan bakıyor, ciddiyet ötesi kederli yüzü bahçe katından içeriye bakınca anılara ve hayallere dalıp gidiyor. Fotoğrafı çeken sanatçı Behiç GÜNALAN odanın içinden saati pencereye dışarı dönük koyduysa sürreal karikatüze bir formüle ediş inceliği ile fotoğrafın mesajlarını derinlik ötesi anlamlar katmış oluyorlar. Tabi ki saatin yönünü dışarıya döndüren sanatçı değil, o esmer hüzünlü kadın olmuş oluyor.



Kurmalı, mekanik, zemberekli, bir saat bu.

Akrep ve yelkovanın yaşadığı, zamanı öğüten bir değirmen saat bu.

Kadının, -hadi iyilik yapalım; genç kızın diyelim- görünen küpe yuvarlağına dizili kristalimsi beneklerle koordinasyon sağlayan bir saat.



Saat on beş sıfır sekiz. Böyle dersek vakitlerden öğle sonrası, ikindi suları.

Saat sıfır üç sıfır sekiz dersek vakitlerden zalim ve acımasız hale getirilmiş bir gece.





Pencerenin ahşap doğramasına bakacak olursak eskitilmiş duygularla sızı fısıltıları çıkaran bir pencere. İnce uzun dörtgen bölme camlarında zamanla hohlanıp kalp işareti çizilerek seni seviyorum yazılan hatıra dolu bir pencere.



Kot ceket mevsimlerden ilk ya da sonbahar olduğunun işaret vericisi olarak kabul edilebilir. Biz sonbahardan yana olalım, çünkü kızcağız yaprak dökümleri kederleri yaşıyor gibi. Şiirkolik ve Şiir Zamanı üyeleri oradan geçiyor olsalardı o an şiirlerini yazarlar ve destek olurlardı.



İçerisi karanlık. Esmer hüzünlü kızımız odaya gelir gelmez ışıkları yakmadan pencereyi açtı, saati ormana doğru çevirdi.



Yarı ahşap, yarı taşta inzivada gibi görünen elleri hatırladığı sıcak tutuluşları çoktan unutmuş. Uzamış tırnaklarına oje sürmekten üşenmiş. Çünkü derdi var kızımızın.



Öfkeye kaçan yüz ifadesi veren hatıraların, hayallerin, beklentilerin esmer kızı.



ÇAĞRIŞIMLAR



Saat zaman değirmeni, durmadan öğütüyor. Geçen günlere yazık diyor yelkovan ile akrep.



Pencereden uzaklara bakmaktan kaçınan gözler anılarda geziniyor.

Hayır, beklenen gelmeyecek.



Pervazda saattin öğüttüğü zaman tozu yığılı.

Bu saat hem zalim, hem merhametli.

Kurulduğu saatte zırlamaya başlarsa ya pencereden aşağı atılacak, ya da pencere kapatılacak.



Senede bir gün uğranılan yerdir belki de burası. Yüzündeki karamsarlığa bakılacak olursa buraya bir daha gelmesinde yarar bulunmamakta.



Sekiz dakika sonra yelkovan akrebine kavuşacak.

Zemberek o saate kurulu olduğu için ziller çalacak, saat sevinçten deliye dönerken, esmer hüzünlü kızın kalp tik takları kıskançlık duyacak.



Kavuşmaktan coşku çığlıkları atan akrep ile yelkovan dışarıda bırakılarak pencere kapatılacak.



Kalp, saatten utanacak.

Oysa yüzü dışarıya çevrilmiş bir çalar saatti.
Zamanla kalbi çalınmış esmer hüzünlü kızın nabız atışlarıydı çalar saatin tik takları. Ömür hırsızı mı ne bu saat burada? Ya da öylesine masum ki. Yelkovan ile akrep kavuşma derdinden başka amaç gütmüyor.

Çalar saat çalınca, kalbi çalınmış esmer hüzünlü kızın kalbi, yelkovan akrebine kavuşunca durdu.



Şiir Zamanı ile Şiirkolik yetişerek şiirtroşok ile esmer hüzünlü kızın kalbini yeniden çalıştırdılar.
Çalıştıran şiirleri Işın Bey söyleyecek bizlere.

Şiir Zamanı/Ramazan TOPOĞLU

04 Şubat 2016 4-5 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 8 yıl önce

    Güzel bir deneme yazısı ve yorumlama

    Teşekkürler Ramazan Topoğlu, teşekkürler Kardeş sitemiz...

    👑

  • 8 yıl önce

    Şiir Zamanı/Ramazan TOPOĞLU şair dost/umuza /larımıza gösterdikleri bu derin ilgiden dolayı içtenlikle teşekkür ederiz

    Çok güzel bir paylaşımdı

    Sevgi ve saygılarımızla

  • 8 yıl önce

    Şiir de bir sanat, fotoğrafçılık da ve ikisini bir potada harmanlayıp bir fotoğrafa şiir yazmak da. Ne güzel anlatmış yazısında bunu değerli dostumuz Ramazan Topoğlu teşekkürler kendisine yürekten...👍