Şiir/Şair



şiir, tanrı’nın ateşinde közlenmiş bir sırdır; ben, o sırrın içinde eriyen bir iz.

şiir, en derin hüznün sessizliğinde yankılanan ilahi bir fısıltıdır. kelimenin kılıcı öyle keskindir ki, her darbede ruhun katmanlarını soyar, insanı varlığının çekirdeğine kadar indirir. tıpkı leyla’nın mecnun’un kalbinde yaktığı o kavuran ateş gibi, şiir de kelimelerin arasında, aşkın ateşinde yanar. lakin bu ateş, bir mum gibi değildir, zira şiirin ateşi, bir gül bahçesinin ortasında parlayan zülfikar’dır; tek bir darbesiyle hem sevgiyi hem de hiçliği doğurur. çünkü şiir, yalnızca varlıkla değil, hiçlikle dans eder.

her hece, sanki leyla’nın saçlarından bir tel gibi ince ince süzülürken, harflerin arasında ferhat’ın dağı deldiği gibi derin yarıklar açar. aşk, buradan bir derya olur, lakin bu deryanın suyu tuzlu değildir; gül yaprağının üzerine düşen bir damla ya da semayı yırtan bir yıldız kadar saf ve parlaktır. her harf, hüzn’ün mürekkebine daldırılmış en eski kuyunun köşelerine mühürlenmiş o eski yankıdır o an, tıpkı bir damlanın sessizliğin en büyük yankısına dönüşü gibi.

şiirlilik bu kelime, her ne kadar basit görünse de, her harfi, insanın kalbindeki boşluğu büyütür. sessizlik, tam manasıyla bir suskunluktan öte, ariflerin dillerinde dolaşan en büyük hakikatin sembolüdür. mevlana’nın mesnevisi’nde olduğu gibi, her suskunluk, bir alemin kapılarını açar; çünkü sessizlikte gizli olan sır, sözle açıklanamaz. burada her kelime bir mirza-i âşık, her suskunluk bir şeyh-i kebir’dir; bu ikisi, varlığın sonsuz döngüsünde birbirine yaslanır, zira sessizlik aşkın en nihai noktasıdır.

yine de, insan aşkı yaşadığında ve onun ağırlığına dayandığında, bu kelimeleri feda eder. kelimelerin aşkın sonsuz hafifliği karşısında küçüktür, eriyip bir iz olur. zira aşkın dili yoktur; o, sükûtun en derin yerinde saklanır ve titreşir. tıpkı tıtreşim, ariflerin dilinde bir ilahinin güle olan şikayetidir; lakin şikayet kelimelerin de ötesindedir. çünkü bütün şikayet tevhid, bütün kelimeler suskunlukta anlamını bulur. şiir de tıpkı böyledir, kelimelerin bağdaşında anlam arar, ama sonunda, anlamı bulduğunda, kelimelerden vazgeçer.

01 Mart 2025 2-3 dakika 67 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • Her insan bu anlam arayışında taşmak ya da akmak için bir şeyler arar. Evet şairler için bu şiirdir. Kelimeler önemlidir ve akıntıyı götürme, sürükleme çabasıdır. Kemalat olduğunda belki dediğin gibi tıkanıklık çözülür ve kelimeler olmadan da anlam tamamlanır. Bu bazen suskunluktadır, bazen iç alemine yapılan derin bir yolculuktadır bazen de kulluktadır bana göre. Tebrik ediyorum Can.