Şiirsiz kalasın e mi

?Söyle bakalım Ömer Nazmi, şair burada ne demek istiyor??
Kara tahtada yazılı Divan Edebiyatı'ndan bir ya da iki dörtlüğe bakarak öylece dururdum. Bilerek kilitlerdim kendimi, ?bana ne, benim anlayacağım şiiri sor bana,? dercesine...
Şiir tren olurdu, dizeler vagon... Ben de...
Yine de beni anlarcasına düşük not vermezdi Edebiyat öğretmenim Ayşe Kabaaslan...

O günden beri, her şiire önce düşman gibi bakarım; onun açık ve zayıf yerini ararım onu yenmek için... Yenerim ya da yenilirim ama sonunda dost olurum okuduğum şiirle.

Şiir ve şiire yorum hakkında bilgim ne kadarsa o kadar; öyle veya böyle bilgimin içinden inandıklarımı seçerek birkaç satır yazmak isterim.
Ukalalık sayılacakmış!
Sayılsın!
Düşüncelerimi hendek atlamayan deve derisine yazıp bir muska gibi boynuma mı asayım!
Yanıldığım yerde ?hop dedik!? diyerek elbet biri beni durdurup yanlış yoldan doğru yola yöneltecektir. Ben de ?pilavdan dönenin kaşığı kırılsın,? der gibi, ?fikrinden dönenin kalemi kırılsın,? diyecek değilim ya! Elbet utanmadan, ıkınıp, sıkınmadan, ?haklısınız usta, ben bu hususta yanıldım,? diyerek yanlışı doğru yapmaya, azımı çoğaltmaya uğraşarak yoluma devam etmeye; doğru kullanmaya çalışacağım amaç olan bu aracı!
Ardımı kollamadan hatalı sollama yaptığım da; ?girilmez' levhasını görmemezlikten gelerek daldığım da olacaktır her hangi bir sokağa.
Yakalanırsam eğer, cezamı kesene peşin olmasa da taksitle öder, yine yolumda giderim ben!

Gelecek günlerde zaman zaman açmak üzere şimdi şiir ve yorum hakkında (affınıza sığınarak) düşüncelerimi kısaca paylaşayım.
Şiir yazmaya hevesli biri olarak şunu anladım ki; şiir önce hobi sonra da fobi oldu benim için. Hevesle yazdığım bir şiirden sonra korkar oldum; duygularımı ve düşüncelerimi benden habersiz alıp, dize altından gizlice söylüyor, diye.
Yani şiir, yazan kişiyi soyuyor, çırılçıplak teşhir ediyor bundan herkesin haberi ola!
Kendini en hızlı zampara ilan eden er kişinin şiirle zımparalanmış duygularını okuduğunuz zaman ne kadar düzgün ya da içe kapanık biri olduğunu; kara çarşafla sarmalanmış bir hatun kişinin ne kadar açık ve saçık olduğunu, sözcüklerin sihrini biliyorsanız anlarsınız.
Göz yanıltabilir; ama söz asla yanıltmaz!
Ya da gözler ruhun cep aynası ise, şiir de boy aynasıdır!
Dedikten sonra şiir için (sonraki günlerde derinlere dalmak üzere) yüzeysel bir göz atmaya çalışacağım.
Yine yüzeysel bir tanımla, ?duygu ve düşünceleri, ?imgeli ya da imgesiz; metaforla-canlı ya da cansız- dizeler halinde anlatan sözlü ve yazılı edebiyat türüne şiir denir,? der miyiz?
Deriz tabi! Zaten böyle denilmiyor mu!
Peki!
Şiirin skalası var mıdır? Var ise bu skala nedir?
Şunu peşinen söylemekte yarar var sanıyorum. Şiir yorumunda, ?bana göre...? diyebilirsiniz; amma şiirin kalitesi ya da şiirin şirinliği hakkında o iki sözle başlayamazsınız sözünüze.
O halde. Şiirde zaten olması gereken ? gizli ya da açık- ses, nefes ve anlam şiirin temelidir. Bunlar olmadan oluşturduğunuz bir skala, skala değil olsa olsa bol tuzlu baklava tarifidir.

Bu şiir bana göre çok güzel!
Sana göre mi?
Evet!
E benim güzel kardeşim, sana göre dünya düz; gece de gündüz olabilir; ama bu demek değildir ki dediğin gibidir. O senin, bilgi dağarcığının, zevkinin ve zekanın ne kadar ?parlak? olduğunu gösterir!

Şimdilik kısaca değindiğim konularda yazmaya ve düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.
Şiir arabasında bu yolda giderken, belki de ardımdan korna çalanlar ya da yoldan çıkarmak isteyenler olacaktır.
Olsun!
Sevgilisi şiir olana, asla "şiirsiz kalasın e mi!" diye beddua etmem.

09 Ağustos 2009 3-4 dakika 10 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    😙

    Şiirsiz de öyküsüz de denemesiz de kalmayın. Çok yaşayın, çok yazın e mi.👍