Şıkır Şıkır Ses Çıkaran Anahtarlar
Nereye koydum şimdi anahtarlarımı ? Gördünüz mü yine bulamıyorum. Hah tamam tamam, montun cebine koymuşum. Gelin bakalım benim vefalı anahtarlarım. Sizlerle kapıları bir gün açmazsam, kendimi boşlukta hissediyorum yahu. Konferans salonu, kazan dairesi, elektrik santrali, tünel, çatı katı ,idarenin tüm kapıları sanki benden sorulur. Hemen bana telefon edilmesi yeter. Giderim açarım her gün bıkmadan usanmadan. Sakın cebimden bir yere gitmeyesiniz haaa. Ummadık zamanlarda lazım oluyorsunuz. Sizin yedeklerinizi çoğalttım aslında ama yine beni çağırıyorlar. Başkalarında da var sizlerden. Merak etmeyin yani yalnız değilsiniz. Var ya size bir şey söyleyeyim mi anahtarlar ? Yaklaşık 15 yıldır ben size alıştım, siz de bana alıştınız. Artık istesek de birbirimizden kopamayız. Kan bağı yoksa da can bağı var.
Elimde sallayıp da dokuz, on anahtarı, şıkır şıkır sesini duymadan yapamıyorum. Üzerinize yazdığım ufak kağıtlar yırtıldığında, başka kağıtlara yazıyorum her bir isminizi. Ona da çözüm buldum ben. Senelik iznime çıktığım vakit, sizleri okulda bırakıyorum. 15, 20 günlük bir hasret oluyor her yıl. Ama sonunda yine kavuşuyoruz. Yine hooop çantama atıyorum sizi ve kaybetmemeye çalışıyorum. Sanki bana zimmetli oldunuz.
Siz olmasanız biz ne yapardık. Kapılar kilitli kalırdı. İçerideki soğuk havayı sıcaklığa dönüştüremezdik. Bu kadar önemlisiniz yani. Gözünüzü dört açın, ben de açayım. Kulağınızı iyi açın, ben de açayım.