Sıla-i Rahim Yolculuğu
Her bayram ve tatilde sevdiklerimizle geçirmek, büyüklerimizi ziyaret etmek, sıla-i rahim yapmak bir şehirden bir şehre gitmek için sevinçle koyuluruz uzun yollara...
Hazırlıklar önceden başlamış, vereceğimiz hediyeler çoktan valizdeki yerini almıştır. Sevinç ve heyecanımızla kapanır valiz fermuarları hızlıca... Özenle yerleştirilir arabanın bagajına bekleriz kontağın çalışmasını gecenin tan vaktinde... Doluşuruz arabaya bir sevinçle... Çocukların manzarayı izlemek için cam kenarı sahiplenmiştir öncesinde... Son kontroller yapılır kimlik, ehliyet, telefon... Arabanın etrafında gözle kontrol edilir, binilir koltuklara...
Ya bismillah deyip, kontak çevrilir bir şevkle gaza basılır tekerler yavaş yavaş dönmeye başlar çıkılan mahalle yolunda... Ana yola girmeden akılda unutulanlar var mı deyip, son kez sesli cevap alınmaya çalışılır araç içindeki eşe ve çocuklara...
Tali yoldan anayola, gişelerden bir geçişle geçeriz bağlanırız otobandaki çok şeritli yola, gaz verip vites yükseltiriz uzun ince yola...Yoğun trafikte temkinli gidip, şeritle arasında araç geçip araçlara yol veririz gittiğimiz km lerde, gidişattan anlarız araç yoğunluğunu hesaplarız varacağımız süreyi saatteki zamanda... Saate baktığımız andan itibaren zaman iki katına çıkar, yollarda kıvrımlar çoğalır geçtiğimiz her dağda her ovada...
Yaşadığımız şehirden uzaklaşmanın vermiş olduğu hüznü bir müzikle bastırmaya çalışırız her kulağa gelen her melodide... Kontrolü sağlamak için aynalara bakar arkamızdan gelenlere göre direksiyon kırar, önlerini açarız yanımızdan geçen her plakaya, yorum yaparız bizi geçen her araca... Araç diliyle selam veririz her çalınan korna sesine...
Kamyon yazıları gözümüze takılır, yazılan yazıda kamyon şoförün ruh haline göndermelerde bulunuruz her yazılan cümle arasında... Orta şeritte kendimizi garantide hisseder sol şeride kontrollü gireriz ihtiyacımızda... Yol kenarındaki trafik tabelalara göre hızımızı azaltıp, kontrollü gitmeye çalışırız, araçların görünmeyen egzoz dumanı arasında...
Zamanı, km leri arkamıza almışız, araçta sessizlik başlamış çoluk çocuk herkes uyumuş, uzun ince yolda orta şeritte yalnız kalmışızdır güneşin battığı zaman diliminde... Her geçen süre yolun çevrenin görüntüsünü azaltmış, karanlık yolda takılmışızdır bir ışığın peşine... Kısa uzun farlara göre hızlanırız beyaz şeritli yollarda.
Ovalardan vadilerden dağın yamacından geçeriz aracımızla, aracımızdaki değişik bir seste temkinli olur anlamaya çalışırız. Molalar verip, rahatlarız yorgunluğun esir aldığı km de... İhtiyaç molası verip dinlenip, dinlendiririz dönen tekerleği, çalışan motoru... Yakıt alır kaldığımız yerden direksiyon çevirmeye başlarız kalan uzun bizi bekleyen yolda...
Karanlığın esir olduğu bir gidişatta uzaktan ışık belirlenir, yaklaşmadan hazırlarız evrakları yaklaşırız trafik görevlisine... Ambulans polis araçları çoğalır aracın durduğu yerde, trafik kazası olmuştur, kaza olmuştur koşuşan insanlara takılırız kazayı gördüğümüzde üzülürüz. İçimiz parçalanır, yerdeki çocuk oyuncağını gördüğümüzde... Ne umutlar yıkılmıştır her parçalanan araçta... Üzülerek geçeriz, aşırı hızın sonucunda oluşan kazanın yaşandığı yerinde...
Her geçtiğimiz tabela biraz daha umutlandırır, şehir merkezinin başlayan ve bitiş tabelaları gideceğimiz yere yaklaşmışızdır her geçtiğimiz viyadük ve köprüde... Her geçtiğimiz şehirde bir anı yaşarız, başlayan be bitişindeki güle güle yazısında...
Yaklaştıkça yollar uzamaya başlar, bindiğimiz araç geri gidiyormuş gibi olur ileri gittiğimiz kara yolunda bir sağa bir sola... Yaklaşırız şehre, yorgunluklarımız azalır sevinçlerimiz katlanır varacağımız sıla-i rahimde... Kucaklaşırız sevdiklerimizle sımsıkı... Sıla-i rahim mutluluğa kavuşur, her öpülen ellerde...
Yolculuğumuzun son durağında, yorgunluğumuzun son deminde, bir bardak soğuk suyu dudaklarımıza yaklaştırdığımızda gözümüz gelen acı haberlere takılır; boğazımız düğümlenir, gelen trafik kaza haberlerinde...