Silkelen Ruhum

Sürüdü bedenini ayaklarının son bir gayreti ile kaldırıp omuzlarını toparladı, kırılan güçsüz adımlarını merdivenleri zoraki tırmandı, çevirdi kapıda anahtarı... Kararlıydı, bugün soyunacaktı... Kendisini oturtacaktı karşısına... Önce dudağındaki sahte gülücüğü çıkarıp asarken portmantoya... Sildi aynadaki görüntüsünü... Yavaşça ana kucağı gibi güvenli koltuğunun ellerine teslim etti yorgun bedenini. Bir sigara çıkarıp tutuşturdu dudaklarının ucuna... Derin bir nefes çekti, sanki hayatını sarıp içer gibi... Hüzünlerini savurur gibi savurdu dört bir tarafa... Önce duyguları sarıldı çökmüş omuzlarına...

-Ne oldu, neyin var küçük bir gri bulut mu var sesinin sokaklarında?
Gayriihtiyari, yo diyerek cevap verdi. Cevabı verirken birden irkildi.

Bir başkası seslendi:
-Ne olacak, hep senin yüzünden bir de şaşkın şaşkın soruyorsun ne olmuşmuş.
Ellerini beline koyup duyguların yüzüne biraz yaklaşayım dedim. Ben, ona kanma diye; ama dinlemedi işte, dinlemedi...

'Kimsiniz siz' diye seslendi, iki flu görüntü gelip oturdular karşısına. Birisi kibirli, birisi mahcup... Bizi sen çağırdın, biz de geldik. Ben aklın, bu da duygun diyerek selamladılar.

Akıl:
-Ben sana demedim mi, bana uyma diye... Bak, o seni alıp götürdü, başına neler geldi...

-Yok, canım dedi, duygular eğer sana uysa idi aşkı hiç tanımayacaktı. Bir göze bakmayı, yüreğine kelebekler kondurmayı, yakamozları sevgilisinin saçlarında ağırlamayı hiç bilmeyecekti. Bunları ruhuna hiç kanat takmayacak yerden ayakları hiç kalkmayacaktı, uçmayacaktı mavi gökyüzünde...

-Peki, neye yaradı dedi akıl... Bunları yapması neye yaradı... Bak sayende şimdi can kırıklarını topluyor... Mutlu musun, gülmeyi bile sildi yüzünün semalarından... Ne güzeldi senden önce sadece dostları ile olurdu, onlar acıtamıyorlardı onun yüreğini kanatamıyorlardı derine sakladığı yaralarını...

Of sen de geç bunları... Değişilir mi hiç bunlar? Deniz mehtapla cilveleşirken sevgilinin omzunda yatmaya yüreğini nasıl titretir insanın... Bir aşkım sözcüğü nasıl elini ayağına dolaştırır, gülümsemesi hele hele... Bir buse dudağını nasıl yakar bilir misin? Sevgili akıl beni düşünüyor mu diye arkadaşlık etme, gün batımıyla belki o da bakıyordur diye yıldızlara göz süzmek...

-Neye yaradı peki... Yıllar önce o beyaz elbiseyi giydirmek için kapısının önünde oturdu şimdi... Onu başkasının kollarında buldu... Eeee şimdi şimdi bunların ne yararı oldu kendisine, acımasından başka... Senin sevgili gri bulutun yağmurlar bıraktı bak sesine, hayalleri yıkıldı neyine gerekse duyguların aklına uyup hayal kurmak...

-işte böyle işlerle uzak olan her şeye mantık penceresinden bakan anlayamaz, sen ne anlarsın sevginin kanatılmak değil, kanatlanmak olduğunu...

-Tabi canım tabi... Ne anlarım ki özgürlüğüm elimden gidiyordu. Her yerde o vardı... Yastığa başımı koyuyorum, pat karşımda... Gözümü kapatamıyordum, rüyalarımda olmazsa diye... Kahretsin uyku haram olmuştu... Sabah kalkınca sersem gibi işe gidiyordum, anlatılanları anlamıyordum... Aptal aptal güle bak, kuş seslerine takıl ve bir de dudağının ucuna bir şarkı yapıştır... Aman ha, o aptal gülücüğü, sevdalı bakışları da ihmal etme... Aaaaa eksik kaldı akılında bir karış havada... Olsun, ha her telefonda o mu arıyor tiriplerine gir. Bu hayat mı ya, sefillik sefillik...

-'Deme öyle' dedi duygular... Onlar hayatın cilveleri, güzel yanları, özlem sevgi, yürek çırpıntıları olmaz ise insan olmanın ne anlamı var ki... Kuşlar bile birbirlerinin yanında olunca cilveleşiyorlar ve ömürlerini mutlulukla uzatıyorlar. Çalış hep mantıklı ol, bazen uçurmak gerek, uçurmak ruhunu gençleştirmek... O zaman işte hem sen hem de ben el ele oluruz ve hayatın anlamını birlikte tadarız...

-'Kadın, sevmek bir bütün olmak demektir' dedi ne ikinize de ihtiyacım var benim...

Akıl duyguyu düşünmezse duygulanamazsın, düşünmeyi akıl sağlar, yürek atışını duygu... Unutmayınız haksızlık etmeyin birbirinize.

Boş verin, ben o günlerde huzur buldum. Şimdi ne kadar acısa da içim, geçecek... Yarın yeniden ayaklarım basacak, yere toparlanacak... Düşürdüğüm omuzlarım sadece bugün beni saklayın...

25 Nisan 2012 3-4 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar