Sınav
çoğu zaman bir filozof edasıyla düşünmesine rağmen sınav sorularını çözemiyordu...bugün de cevapsız sorular zihnini yormuştu...başını çevirip camdan bahçeye baktı...yol boyunca uzanan gül toplulukları kurak ankara'yı nasıl da yeşil yapmış... açan her gonca nasıl da çehresini değiştirmişti bu kentin...
sınavdan yorulan ruhunu hep orada.. bahçedeki çalıların ve gül topluluklarının dibinde oturarak atlatmaya çalışırdı...cevapsız soruların cevabı gibiydi sanki her bir gül tanesi..kimi sarı, kimi kırmızı, kimi de pembe güller açmıştı...akşamdan kalma yağmur taneleri gözyaşı gibi alnından düşerken her bir gül tanesinin, o da yıkayıverdi umutsuzluğunu güllerin ıslaklığında...
ve her bir gül tanesini ayrı renklerde yaratan sonsuz yaratıcıyı tefekküre daldı ansızın...güllerin sessiz iniltilerine şahit oldu sonra, aşık bülbülden kalan...ne hikayeler, ne canlılar geçmişti şu alemden de kimse yoktu şimdi maziden kalan...
hani nerdeler?.. diye geçirdi içinden sonra...neden dile gelmezler?...güller dudak büktü bu soruya anlamış gibi...kalanlar gidenlerin özeti der gibi...hayat başka başka canlılarda tekrar ediyor ama sınav hep aynıydı sanki... hep ayrı yaşamlarda hüküm sürüyordu...
hüzünlendi oracıkta...ilahi adalete karşı dili lal olmuştu..hem neye itiraz edebilirdi ki?...insan adaletinin çok ötesindeki bir adalete itiraz ederek neyi değiştirebilirdi ki?...bir aydır boğazındaki iltihaptan dolayı hastaydı...iki doktor, bir yığın bitki ilacı denemiş ve hala denemekteydi...daha kendisine çekidüzen verememişken kainata nasıl hükmedecekti bu aciz haliyle...ya kalbi?...kaç yıldır perişandı...önce onu sarmalıydı...sustu sonra oracıkta...küstü ruhuna...bıraktı her şeyi oluruna..
Öykümsü bir üslupla, deneme mantığı, akıcı bir üslup, örneklemle düşünsel boyut, emek verilmiş, güzel başarılı çalışma, kutlarım, başarınız daim olsun, selam ve saygıyla...