Siz Ve Sizin Gibiler
Siliniyorsun. Zaman alıp başını götürdüğünde seni, yılmaz tekerrür sersefil kaldı. Alay ediyorsun bazen aşkla, böyle zamanlarda kimi ansa dilin, o yanında oluyor. Öyle bir çekim gücü var ki ruhunda, elemle, kederle zafere ulaşmak için hiç bilmediğin isimleri, hiç tanımadğın yüzleri, hiç duymadığın sesleri, hayatının ortasında öylesine raks ettiriyorsun ki, ruhun da, aklın da, yüreğin de senden nefret etmeye, hatta iğrenmeye, nefesinden adeta tiksinmeye başlıyorlar. Oysa bu ve bu gibi durumlar senin umrunda bile değil. Sol tarafın, vücudunun sol köşesi seni hiçbir zaman adam edememiş, sen hiçbir vakit onun yolundan gitmemişsin, belli. Bu öyle apaçık belli oluyor ki, bu gerçek anlamda seni değersiz yapmaya, seni umursanmaz biri olmaya yeterli kılıyor. Neyse, sen de böylesin işte, vurdumduymaz hayatın, en vurdumduymazı, en keyfine düşkünüsün. Ama bilmen gereken şu ki, bu çakır keyif hiçbir zaman sol yanına iyi gelmeyecek, sen her zaman yenik düşeceksin aşkta.
Silineceksin, kimse senin derdinle uğraşmayacak. Yalnız kalacaksın, dışlanacaksın. Gün geçtikçe içinde öylesine bir ağırlık coşacak ki, ne yapsan, ne düşünsen o ağırlığın etkisinden kurtulamayacak, belki de kendi dertsizliğinde boğulup, kendi acımasızlığınla ezileceksin.
Sustuğunda, senin için olmadık dedikodular, daha önce yapmadığın veya düşünmediğin binlerce laf dolanacak etrafında. Korkak olacaksın insanların gözünde, kendi dertsizliğin onların derdi olacak. Sırf sustuğun ve gamsız hayatı seçtiğin için yargılanacaksın gözler tarafından. Sarsılmaz olduğunu düşünmüştün oysa bu zamana dek. Ama bütün bunlarla uğraşmak oldukça acıtacak canını. Sen, bu zamanın sitemkar acılarıyla, sözleriyle baş etmenin yorgunluğunu taşıyacaksın içinde yıllar boyu.
Kalbin, sol yanın atmaya başladığında başka bir kalp için, belki de insan olduğunu hissedecek, kendini baştan başa yenilenmiş bir halde bulacaksın. İşte o zaman bütün vurdumduymazlığın seni tam anlamıyla terk edecek, yaşam süreni boş yere aşırı rahat halinle kısaltmış olacaksın.
Bütün geçmişin gözünün önünde buluştular sonunda. Sen ve senin gibiler iyi bilirsiniz ki, doymak bilmez ruhunuz hep daha fazlasını, hep daha rahatını ister. Sonunuz da bu konumda karmaşalarla dolu, kıymetbilmez saydamlıklarla kaplıdır. Silüetler karışır sayfalarınıza, sesleriniz tanınmaz birer buğuya gömülür. Sunulan zaman, yaşayacaklarınıza az gelir, hep daha fazlasını istediğiniz şey, aslında zamandır. Gülüşleriniz sahte, yardımlarınız gösterişlidir. Siz, kendinden başka hiçbir varlığa değer vermeyenlerdensiniz. Ve bununla da ömrünüz boyunca gurur duyacaksınız. Bu huylarınızla burnu havada, gözünü hırs ve umursamazlık bürüyen sahtelikle örülü birer bireyimsi insan olacaksınız bir yaşam boyu.
Hayat, sizin hayatınız. Nasıl isterseniz öyle harcayın ömrünüzü. Keyfiniz de, vurdumduymazlığınız da, saçmalıklarınız da size kalsın.
KASIM 2012
Güzel bir yazı Filiz Hanım Kaleminize sağlık.