Sokak Çocuklarının Elleri

Sokak Çocuklarının Elleri

Sabahı devirmiş evimden dinç adımlarımla çıkmıştım. Sokağımızdaki teyzelere günaydın demiş durağa başımı dayamış bekliyordum. İçimden bir türkü fısıldıyordum sabah seherine. Yolum epey bir uzun daha çok türkü tuttururum dilimde. Gözlerim yolun karşısındaki çiçekleri okşuyordu birden araba gelince irkildim elimi uzatıp kapının koluna yola koyuldum. Camdan dışarısını seyretmek ne güzel, bulutlara seyre dalıp, gözlerimi dayadım cama. Hastaneye gelmiştim bir el işaretiyle indim telaşlı arabadan, yarı koşar adımlarımla varabildim eczaneye nöbet listesini alıp çıktım dükkandan. Kulağımda bir şarkı duruyordu hala dilime dayattım son şarkımı da yoluma devam ettim. İşe gitmeliydim bugün erkenden daha birçok haber vardı masada yazılmayı bekleyen. Sağıma soluma bakınıyordum var mıdır diye birkaç karelik haber. Narenciye ağaçlarından sıyırıp başımı ve kokusuna hapsedip yüreğimi yürüyordum. Ben böyle keyif dolu yürürken yolda sağımdan bir el uzandı önüme ?Abi bir ekmek parası? diye seslendi. Dönüp baktığımda ele bir çift göz karşıladı beni. Yıpranmış eski elbisesinin içinden gülümseyen dişleriyle bana yalvarıyordu adeta ?Abi bir ekmek parası? diye. Durup kaldım öylece ne yapacağımı bilemedim bir an. Elimi cebime attım para vermeyi düşündüm bir an bu küçük dilenci kıza. Ama doğru olan ve yapılması gereken bu değildi. Ona balık vermek değil balık tutmayı öğretmek, hayatını geçici süreliğine kurtarmak değil hayatta ona da yer açabilmek en doğru olandı. Dilenci kıza dönüp adını sordum, gülen dudaklarından ?Özlem? dedi. Tam bu sırada arkamdan bir başka ses çınladı ?Abla ne oldu? diye. Bir başka dilenci kız Özlem'den daha küçük bir çocuk ve aynı eski elbiselerden giyinmiş bana garip bakışlarıyla bakınıyordu. Senin adın ne dedim ?Fidan? dedi. Yaşları 13 ve 12 olan bu iki dilenci kız hastane caddesinde kaldırım taşlarına oturmuş dileniyordu. Ne kadar üzücü bir durum ve oyun çağındaki bu çocukların burada bu şekilde yaşamın içinde yer almaları çok üzücü bir durum. Ellerine üç beş kuruş vererek kurtulduğunuzu sandığınız bu çocuklar daha da alışıyorlar dilenciliğe.çocukların fotoğraflarını çektim çok sevindiler gazeteye çıkacakları için. Onları güldürebilmek ne güzel bir şeydi. Bu çocukları bu hayatın içinden kurtarmalıyız dostlarım. Bir şeyler yapabiliriz.


2006 Ağustos Nazilli
(Adalet Gazetesi 5. sayı Köşe Yazısı)

17 Nisan 2009 2-3 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar