Sokak Lambası

Hep aynı saatte yanıyor şu sokak lambası. Sabah saat 07:15 olduğu vakit, sanki otomatikmiş gibi devreye giriyor. Benim geleceğimi nereden haber alıyor bilmem ki. Hatta yanımda kızım Zeynep de var. Adımlarımızın yaklaştığını duyduğu an, sevincinden ne yapacağını bilmiyor adeta. Ben, Zeynep'i durağa bırakırken, sonra da okulun yolunu tutuyorum. Uykusu yarım yamalak duygularım ise sokak lambasının avucunda kalıyor. Daha ortalık karanlıkken, gün yüzüne çıkmamış yeni yeni şiirleri, umudun arkasından geldiğini görüyorum.
Hazır ve nazır bir şekilde bekliyor sokak lambası. Ama kimi bekliyor acaba ? Kim bilir kimlere yardımı , iyiliği dokunmuştur. Yolların çamuruna batmadan geçtiğimiz buna bir işaret. Gündüz izinli, gece mesaide sayılır. Sessizliği kendine arkadaş eder. Her şeyin bir ilki olduğunu hatırlatır. Her bitişin bir başlangıç olduğuna inandırır. İşte böyle düşünceler içinde sokak lambasını anlatayım dedim. Eminim bunu duyduğunda çok sevinecek. Yine ışıl ışıl parlayacak.
Havalar soğudu bu ara iyice. Üşümemesi için bir şeyler yapmalıyım, ama ne ? Bir resim
çizilirken ev yaparız, güneş yaparız, bulutlar yaparız, yollar yaparız da bir sokak lambasını mı yapmayı unutuyoruz ? Olmaz öyle şey. Bundan sonra resme bunu da ilave edelim . Yoksa darılır.
Maalesef yersiz bir inat yüzünden küçücük çocuklar karanlıkta ve sabah ayazında okula gidiyor, bence sokak lambası da üzülüyordur onların haline Enes bey