Sokaklar Ve Çocuklar

Haydi, siz uyuyun!

Karanlık gecenin korkusunda aç, üşümüş çocuklar var. Çekin perdeleri, bakmayın zalim sokaklar. Yutmuş küçük bedenleri siyah bir izbede, saklar. Gözü kara melanetin, elleri kirli. Ölüm aklanmış çocuk dileklerinde. Umut terk etmiş yarınları.Aynalar kırık, ışık sızmıyor sır kapısından. Masumdur en kahırlı günahlar çocuk çaresizliğinde. Kar toplar avuçlarına, sudur bir yudum. Kuru, kirli ekmek dilimi ona koca bir somun.

Haydi, siz uyuyun!

Yumuşak döşeğinizde, sizin mi pembe rüyalar? Can çekişirken merhamet, daha kaç çocuk masumiyetini kaybedecek? Yaralı bereli elleri, soğuk değil, kimsesizlik işlemiş bedenine.Bin defa tokadını yemiş yokluğun. Sızlanmayın siz, çöpte çürüyor attığınız şımarık lokmalar.İsraf kancasını takmış boğazınıza saçın, savurun.İncecik boynunda ki vebal kimin, kim yasakladı onlara güneşi? Döşeksiz, eşiksiz yuvalandığı kuytularda bir karton yumuşağı idi lüksü. Penceresiz hayallerin uyuşmuş tutsağı kirli çorap kokuyor, gazete kâğıdından örtüsü.

Haydi, siz uyuyun!

Söndürün ışıkları, mavi gece lambanız yansın karanlığa inat. Masallar anlatın çocuğunuza, Pinokyonun burnu uzasın. O bilmez sokakları, gece uykudur sıcak yatağında.Ama siz biliyorsunuz kötülük nasıl kol gezer kuytularda, okşayın saçlarını yavrunuzun, koruyun.Orada bir yerlerde, belki köşede veya arka mahallede azıcık şansı varsa metruk bir viranede. Oyuncaklarını kaybedenler var. Hatta naylon bir topu bile olmamış.Gözleri bir mum alevi kadar fersiz, gölgesi yok, küçük bedeni çaresiz.Kör bir fidan dikmiş hikâyeci çorak bahçeye umut besliyor, keşke suluyor.
Şehrin pırıltılı caddeleri sahtekâr bir gülümsemeyle geceye meydan okuyor.İnanmayın yalancı zengindir onlar. Kendi ışıltısına aldanıp, varlık içinde yokluğu unuturlar.

Haydi, siz uyuyun!

Lakin son bir sorum var. Kapadığınız kapıların ötesinde yaşanıyor yok saydığınız hayatlar.Açlık var, zulüm, korku var. Bilmiyorum demeyin biliyorsunuz ve şimdi soruyorum, mutlu musunuz?



( GÜLCENAZ ) YALOVA / 19.2.2012

27 Mart 2012 1-2 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (3)
  • 12 yıl önce

    O sokaklar, o cılız, o kuru, o bakımsız çocukları güneşin karları eritmesi gibi eritiyor nerede ise de, kimsenin gıkı çıkmıyor. Yetkililerin yaptığı göstermelik açıklamalar ise hep havada kalıyor havada. İçki de içiyorlar, kumarda oynuyorlar, Allah göstermesin tecavüze de uğruyorlar. Bir an için onların yerine kendi çocuklarımızı koyup da düşünürsek, sanırım daha duyarlı oluruz onlara karşı. Yok balicilermiş, yok tinercilermiş, anlamadan, dinlemeden suçlamamak lazım kanımca. Sığınma evlerinin sayısı artırılmalı, sosyal devlet olmanın sorumluluğu budur. Onlarında başlarını sokacak, gece rahat uyuyacak bir haneleri olmalı. Dikkat çekici sosyal yönü ağır basan güzel bir deneme olmuş. Böyle yazılara her zaman ihtiyaç var. Kutlarım Şükran hanım içtenlikle...👍

  • 12 yıl önce

    teşekkürederim böyle bir yazı yazdığınız için hepimizin duyarlı olması gereken lakin elimizden pek birşey gelmeyen bir konu benimde çoğu zaman kafamı kurcalar düşünürüm hayatlarını onları düşündükçe kendimi en az onlar kadar çaresiz hissederim bişey yapamadığım için ama hep dua ederim elimden gelen tek şey bu güzel duygulu üslubuylada kaliteli bir yazımdı ama en güzeli verdiği mesajdı tekrar tebrikler

  • 12 yıl önce

    Ben önce değerli şiirkolik ailesine çok teşekkür ediyorum.Var olun beni onurlandırdınız.Yorumları ile beni çok mutlu eden arkadaşlarımada sevgiler teşekkürler.