Son Yakarış
Gece sessizce serdi karanlığını. Ben yine, hep aynı yerdeyim. Kapattığın kapıların ardında, gözyaşlarımı akıtıyorum yağmur yerine.Kaybettiğim, özlemekten korktuğum, sevmeye kıyamadığım...Sen! Gidiyorsun. Ardına bakmadan, beni aramadan...
''Niye?'' sorusu geliyor dilimin ucuna. Yutuyorum. Nedenini bir ben biliyorum, kalbim kanıyor; bir de sen biliyorsun, işte bu yüzden son çaren, gidiyorsun...
Keşkeler sızlatıyor kalbimi.O kadar çok kullanmışım ki, evirip çevirip bakıyorum, yıpanmış, eskimiş, harfleri savrulmuş...
Yapraklara bakıyorum yürüdüğüm yollarda. Soruyorum kendime" Kaç kere geçtim bu yollardan? Kaç kere saydım yaprakları? Kaç yıl geçti onsuz?" Geçen ayları hatırlatıyor yapraklar. Zamanın ne kadar hızlı aktığını.Seni arıyorum. Sen yine aynı yerdesin, gözlerim ulaşamadığı, o uzaklarda...
Geride ne bıraktım diye düşünüyorum bazen. Çocukluk aşkım, kahkahalar, gözyaşları, hüzünler, sevinçler... Ve sen! Bırakmak istemediğim, inadına tutunduğum, tutundukça elimin kaydığı.Çok sıkmışım tutunmaya çalışırken, o kadar geç anlıyorum ki...
Hani kalbi duran birini hayata döndürmüştüm! Bana " birinin kalbini çalıştırdın, ama üzgünüm o ben değilim" demiştin. Ben kalpsizdim demek. Sana gülerken, tüm kalbimle.Yanılıyorsun! Kalpsiz değilim. Sadece yeni büyüdüm, seni severken...
Ve bana " seni yeni tanımış olmak isterdim" demiştin, sabrımın tükendiği zaman. Seni sevmek değildi beni yoran, seni görememek, sesini duyamamak, ellerine dokunamamak, kokunu içime çekememek yordu beni.
Haklısın, şimdi gidebilirsin, geleceğin güne kadar.Veda mektubu değil bu, herangi bir yazı değil, anlam yükleyemiyorum, anlamımı seninle beraber yitirdim.
Son yalvarışlarım, son gurursuzluğum, son umuşlarım..Ne olur beni sevmekten vazgeçme, ne olur sevilmeyi unutma...