Sonbahar

Büyürken...


Ben Gümüş Çeşme Mahallesi, Trenlik Bağları'nda oturuyorum. Amacım size ev adresimi vermek veya ezberletmek değil. Sadece size mahallemi anlatmak istiyorum.

Orası belki de Balıkesir'in en sakin mahallesi. Çok sessiz. Köy gibi bir yer. Ama çok değişik bir yer. İlkbaharı ve sonbaharı muhteşem oluyor.

Bir kere yerler öyle asfalt falan değil. Orası taşlaşmaya yüz tutmuş bir şehrin en yeşil merkezi. Her yer ağaç, çimenlik. Köy gibi işte. Koyunlar, inekler, tavuklar, keçiler, atlar ve daha bir sürü hayvan. Söyleyin şimdi bana böyle bir yerde ilkbahar güzel olmaz mı?

Ya sonbaharı? O nasıl olur sizce? Bence çok güzel bir sonbaharı var gümüş çeşme'nin. Sonbahar işte nesi güzel olur demeyin. Sonbahar her yerde güzeldir. Ağaçların kırmızı, sarı, turuncu yaprakları yere dökülmüş, etrafta ıslak toprak ve çürümüş yaprak kokusu. Bunu kim sevmez ki? Âşıkların mevsimi!

Düşünsenize ağaçlı bir yolda sevgilinizle yürüyorsunuz. Birbirinize sarılmışsınız ya da el ele tutuşmuşsunuz. Yerlere renk renk yapraklar dökülmüş. Hafiften ince bir yağmur çiseliyor. Sevgiliniz yanağınıza küçük ama bir o kadar da sıcak, sevgi dolu bir öpücük konduruyor. Amaaan! Bu da çok klasik bir şey oldu ya...

Neyse boş verin. Sonbahar bu her şeyiyle güzel işte.



Bugün aklıma ne geldi biliyor musunuz? Benimki de soru. Nereden bileceksiniz ki...

Bugün Balıkesir'e en çok hangi mevsim yakışıyor diye düşündüm. Sanırım sonbahar, evet, evet sonbahar. Balıkesir'e en çok sonbahar yakışıyor. Çünkü bana göre o gri şehir ancak sonbaharla renkleniyor.

Zağnos Paşa Camii'nin yanındaki yoğurtçunun önündeki çınar ağacı bir harikaydı bugün. Bugünün tarihi 7. 12. 2004 Salı. Yaşlı çınar ağacı ? ki kaç yaşında olduğunu bilmiyorum ? sonbahar geldi diye sevinmiş, aslında üzülmesi gerekiyor ama sevinmiş işte o da benim gibi sonbaharı seviyor galiba. Onun yaprakları diğer ağaçların yaprakları gibi değil. Bana sanki diğer ağaçların yapraklarından daha renkliymiş gibi geliyor. Onunkiler bambaşka. Sarısı daha sarı, kırmızısı daha kırmızı, turuncusuysa daha turuncu...Bambaşkaydı işte, sanki o sonbaharın geldiğine sevinmiş gibiydi. Gülümsüyordu, yapraklarını dökerken bile gözlerindeki o ışıltı, dudaklarındaki o gülümseme kaybolmamıştı.

Yağmur yağıyordu. Çok değildi ama az da değildi. Ama çok güzeldi. Tertemizdi. Bugün yağmur çok yakışmıştı Balıkesir'e. Küçücük Balıkesir'e.

Bir kere toprak çok güzel kokuyor. Yağmur temiz yağıyor. Yapış yapış değil, insanın üzerinde ağırlık yapmıyor. Aksine insanı ferahlatıyor.

Yaa... İşte böyleydi bugün Balıkesir. Bomba gibiydi. Çıtır bir kız gibiydi. Gülümsüyordu; hayata, insanlara ve bana... Üstelik dişleri de bembeyazdı. Tertemizdi. Bana gülümsüyordu. Sonra dudağımın kenarın küçücük bir öpücük kondurdu, bir yağmur damlasını elçi olarak göndermişti.





'2004

11 Eylül 2009 2-3 dakika 16 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar